bugün
yenile

    postmodern şiir denemeleri

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Her halta heves etmekle meşhur olduğum için louis'le mumyax'a özenip bir gün ben de denemiştim bunu. Hatta okusun diye mumyax'a falan da gönderdim. Buraya da atayım. Aslında süper şiir ama avam takımı, sanat düşmanı ve şiir cahili olduğu için süperliğini anlayamayabilir. O da beni ilgilendirmez lasdjalskd Neyse buyrun, taze yazılmadı, bayatlamadan okunsun bari. --- spoiler --- Üç Nüsha "Yoldan çıkmanın tutulacak tek yol olduğu zannıyla avunan salaklara, Ve inanmayı seçtiğim Allah’a ve küfrü bastığım şairlere." 1. Delil Biz ki; Ben ve benden içeri birtakım gerekçeler, Duyulmamış hayatlarla beraber ve onlar adına, Yoğurulmuş ve yorulmuş dişlerimizin arasında ezdiğimiz Örselenmiş kelimelerin bir çıkar yol olduğunu sanacak kadar çıldırmış; Kitapların ve bahse lüzumu olmayan diğer kutsalların arasından kendimize göre Açık edilecek ve bundan utanılmayacak yazgılar arayan şövalye ruhlu salaklardanız. İhtiyarlığın ve anayasanın ilk dört maddesinin açtığı çiziklerin gösterdiği yolda Sevgilim hayat, aranan ölümler ve ihtiyaç duyulan katafalklar huzurunda Kaydı düşülmüş hikayeler; ajitasyon, histeri ve deliryum nöbetleri. Her şart ve koşulda, bittabi mümkün dünyaların her birinde Varlığımızı varlığına armağan edeceğimiz Meşhur çocukça meseleler, gençlik ateşi, Ve kabul edilmiş gerekçeler ile İnatçı muhayyilleriz Yasa 1: Ölüyoruz, öyleyse yaşanacak. Yasa 2: Sevgilim, senden sonra nasıl olacak Yasa 3: Silahsızlık katil olmaya yetmeli. Yasa 4: Yepisyeni bir zırh elde etmeli. 2. Mucize Biz ki, ben ve benden içeri birtakım deliller Siz ve sizden dışarı ecinniler, -Hepinizle birden yarışamayız. Çözülmüş sırrın mahcubiyeti ve postal sesleri, Sabaha beş kalaların en uygun şairi; Rahata erin lütfen: -Artık umurumda değildir bazı şeyler. Akla muhalif birtakım tezler Hepsi birden üzerime üşüştüler. Nihayet sabah, Yalnızca sefillerin üzerine saldırıyor. Nihayet gecesine, Yeni bir şair daha katlediliyor. Güneş her nereden doğuyorsa doğsun, Bir yerlerde karanlık hep Bizden birilerini bekliyor. Ruhu olmak neyi hediye eyler mahlukata? O yüksek binalar ve steril laboratuvarlar, Neyse ki ruhu parçalarına ayırıp sonunda Kimin ne mal olduğunu dökemediler ortaya. Meta değerler evreninde, olsa olsa, İnsanın ruhu da satılacak bir şey olmalı. Olmalı ki başka bir açıklaması yok bu düzenin. Denilecek ki vitrin mankenlerinin ve heykellerin İçlerine gizledikleri şeye de tin deyin. Herkes bekliyor onu. Savaşın eşiğinde herkes, Bir adam dişlerini biliyor. Herkes ondan bir mucize bekliyor, Bir çocukluk yapacak, kimse affetmeyecek. Yeni dünya düzeninde her şey, ondan bilinecek. Silah seslerinin geldiği tarafa doğru koşmanın şanı Yenilginin değil savaşın ihtişamı. Bir çocukluk yapılacak, kâinat biliyor. İnsanlık göremiyor, bir mucize aranıyor. Yoksunluğumun bazı krizleri Çocuklukta kalan anılarımı öldürüyor. Acze düştüğüm bir soykırım bu. Ölüler var ki nerenin sahibi Mühim değil, O hariç herkes fani. 21. yüzyıl, yükselen değer(ler) Her evde, her odada ve her bünyede, Feodalite yeniden gündemde. Toprak ağaları evreninde, Her gün bir devrik lider linç ediliyor. Beni rahatta dinleyin lütfen, Eskisi kadar korkutucu değil Emeviler. Aliler, Hasanlar, Hüseyinler, Hepimize hak etmediğimiz kadar çok Haklılık duygusu yüklediler. Oysa her gün meşruluğunu yitiren bir devrik asılıyor, Eskisi kadar korkutmuyor beni Emeviler, Soysuzlaşmış seyyidler, sokaklarda savaşıyor Müjdeler olsun size, Son büyük devrimin üzerinden Kalın kalın kitaplar ve koskoca bir tarih geçti. Sokaklarda ne çok eskimiş ayakkabı, Ayaklarda ne kadar çok nasır birikti. 3. Ayet Ölülerin iktidara geldiği, Karanlığın hüküm sürdüğü Bu yağmur ormanlarından; Anarşinin ilan edildiği çingene mahallelerinin O esrik insanlarını hapseden hercümerç yapıların O bir örnekliğe muhalefet eden izbe evlerin Onca hengâmenin arasından kıvrılarak denize çıkan beklenmedik bir sokağın Yaşayan bu kalabalığın arasına katılmanın yollarını arıyorum. İnsan topraktan geldi, toprağa dönecektir dediler, Dedim, siz yine de beni sokağın sonuna açılan o denize gömün. Her bahar, kenti kendine çağıran o tuz kokusunun izini sürün, İnsanı melankolinin ortasına saplayan, -Atın beni en derine, O dalgasız denizlere gömün. Gömün ki tanrılar kucaklasın beni. Göklere yükseltip havayla durulasınlar bedenimi. Heveslisi olduğumdan değil de, Sonunda bir umut ve mut yoksa eğer Niye ölmemeli öyleyse, Ya da daha mühim olanıyla Niye öldürülmemeli bir güzele? Hanımlar ve beyler, bugün nasılız? Mutlu değiliz, uzatılmış bir fasılız. Ölüsünü bekliyor hanımlar Ölüsünü bekliyor ve beyler. Son kez ne zaman görecek ölüsünü, Ruhunu kaybedenler? Adamlar geldiler, Önce bir boy ölçüsü aldılar, Sonra boy abdesti aldırdılar. Görülmemiş ölüleri Ayrı ayrı gömeceğiz dediler. Benim de var gömülecek ölülerim. Sonunda muhakkak kendimi de gömeceğim. Adamlar geldiler, Ellerinde yeni nesil silahlar, -Henüz patlamadı, Daha değil dediler. Önce büyük bir sirk kuruldu. Ey henüz ölememiş olan küheylan, Ne güzeldi senin parayla satılan, Kimseye yar olmayan niyetlerin. Hiçbir şeyi düzeltemeyen o iyi niyetli gülüşlerin. -Son bir kez yeniden, yeniden göster, dediler. Önce büyük bir sirk kurdular. Bir güzel, ortasına koydular. Geri kalan her şeyi aciz bırakan güzelliğim, Solduğunda ne ile savaşayım? Acze düşüren bedenim, Sonunda küle dönmüş, neyleyim? İnsan, yaşıyorsa mucizedir. Ben de biraz delilim. İçimizdeki deliller, Dışımızdaki deliler. Ben de biraz deliyim. Aciz bırakan, yürüyen bir delilim. Son bir çırpınış saklı kaldı bende. İnsan, yaşıyorsa mucizedir. Ben de biraz mucizeyim, Üstümdeki yıldızlı gök ve, İçimdeki bir mucize, Dışımda bir mucize. İnsan, yaşıyorsa mucizedir. --- spoiler ---
    ... diğer entiriler ...