bugün
yenile

    düşün ki o bunu okuyor

    31
    +
    -entiri.verilen_downvote
    8 sene önce seninle birlikte olan bir çocuğun duygularıyla söylemiyorum bunları. Artık işi gücü olan, olgunlaşmış, ama hâlâ 8 sene öncesinde yaşayan bir genç olarak söylüyorum. Çok sevdim. Seninle beraber okula başlayan, seninle birlikte okuma yazmayı çözen, bütün şarkıları sana söyleyen, bütün şiirleri senin için okuyan bir çocuğun düşünceleriyle söylemiyorum bunu. Çok sevdim. Seni görebilmek için okuldan kaçan, bunun için toplu taşımada 37 kilometre(çok bir şey mi demeyin 16 yaşındaki bir çocuk için büyükşehirde bu gerçekten zor) yol giden, dershanenin önünde saatlerce bekleyen, orada olmadığını anlayınca sana "gel lütfen konuşalım" mesajı atan ve sen "hastayım" bahanesiyle yanına gelmediğin için o yolu gerisingeriye dönen bir çocuğun duygularıyla söylemiyorum bunu. Çok sevdim. Sana bir kere sarılabilmek için hayatının 7 senesini feda edebilecek, seni bir kere görmek için bin takla atan, senin yanında olabilmek için en önemli senesini bile hiçe sayan bir çocuğun düşünceleriyle söylemiyorum bunları. Çok sevdim. Sen şimdi doktora yapıyorsun, ben daha üniversiteyi açık öğretim okumama rağmen hâlâ bitiremedim. Senin şimdi iyi bir işin, iyi arkadaşların, iyi bir ailen var, benim hiçbir şeyim yok. Şu anki başarılarının çoğunu bana borçlu olduğunu sen de biliyorsun ama bunların hiçbir önemi yok. Senin için de yok, benim için de. Senin için o kadar çok şey yaptım ki hiçbirini önemsemeden, kimsenin gözüne sokmadan yaptım. Zaten bundan değer vermedin yaptıklarıma. Anladım ki insan birine bir gofret çöpü bile hediye etse bunu herkesin gözüne sokması gerekiyormuş değerli olmak için. Kalsın, istemiyorum. Senin için o kadar duayı, hayali, planı hiç ettim ki bırak bunları başka biriyle yaşama düşüncesini, yürümeye bile hevesim kalmadı artık. İçimde hissedecek acıdan başka bir şey kalmadı. Bazen "içim acıyor" deriz ama aslında sadece düşüncelerimiz acır. Ben artık gerçekten içimin acıdığını hissediyorum. İçim acıyor, içim gidiyor, içim ölüyor "dur" diyemiyorum. Aslında umutluydum bir gün döneceğinden yalan yok. Çünkü bana bir sözün vardı. Şimdiye kadar bana verdiğin hiçbir sözünü tutmamış olsan da bu umuda sarılmak belki de tuttu beni hayatta. Gördüm ki soyadın değişmiş. Artık ne umudum kaldı, ne içim. Anladım. Bundan sonra yüzünü göremeyeceğim, sesini duyamayacağım, kırmızıyı sevmeyeceğim Anladım. "Beni zaten uzun zaman önce öldürmüştün. Daha kaç kere öldürebilirsin ki?" derdim hep. Beni bugün bir kere daha öldürdün. Ben sana yine de kötü şeyler söylemeyeceğim. Ama bir dizide duymuştum; Ben seni sevdiğim kadar bir duvarı sevseydim şimdiye çiçek açardı. Sen bir yaprak bile vermedin. Canın sağ olsun.
    ... diğer entiriler ...