güzel film. bi kere kadroyu görünce film izleyesim olmadığı halde kalbimden vuruldum.
jack nicholson'ın olduğu bir filmi es geçemezdim. zaten önceden leo'nun oynadığı film diye zihnime kayıtlı olduğu için gece gece düştük bu çukura.
leonardo di caprio müthiş yakışıklı olduğu kadar müthiş iyi bir oyuncu. inkar edilemez bir yeteneği var ve benim için her zaman malum versus'da kendisi bir numaradır.
jack nicholson ise zaten
the shining'deki mükemmel performansıyla zihnimden silinmeyen bir adam olarak, birkaç filmini daha izlemiştim ama hep the shining'deki rolü ile aklımda kalacak, bu filmde de harika bir psikopattı. kesinlikle potansiyel bir seri katil kendisi.
gelelim
matt damon'a. yavşakoğlu yavşağı öyle güzel canlandırmış ki adamdan nefret ettim.
---
spoiler ---
fakat ben filmde en çok tek bir kişiye sinir oldum. o da kaltak psikiyatr. sevgilisini aldattığı için demiyorum. adamla mutlu olmadığını biliyorsun, adamın seni görmediğini, umursamadığını da içten içe biliyorsun, aslında bill'den hoşlandığını da biliyorsun ama hala aynı adamlasın. niye? çünkü polis, etiketi iyi. ama bill her ne kadar diğerinden daha çok kadını önemsese ve arzulasa da bi kere adı çıkmış sabıkalıya. öbür tarafta kendi tabiriyle fiyakalı bir polis varken sabıkalıyla mı ilişki yaşayacak? etiketçi seni. sonra ağlarsın öyle cenazesinde, ühüü asıl kahraman buymuş :'( diye. uyuz karı.
neyse. halen daha billiciğimin ölümünün şokundayım. harcadılar yiğidimi. ben en son
robb stark'ın ölümüne bu kadar üzülmüştüm.
---
spoiler ---
sonuç olarak izlenmesi tavsiye edilir.