bugün
yenile

    sahibini arayan mektuplar

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Niçin tek basımı yapılmadığını anlamadığım ve eski bir baskısına sahip olduğum için kendimi şanslı hissettiğim kitap. Biraz önce bunaldım, gözlerimi kapatıp elimi rafta gezdirdiğimde parmaklarımı o durdurdu. Kendisini tekrar anımsattı, yüzümü daha sayfalarını açmadan tebessümle doldurdu. 18. mektubunun sonunu şöyle bitirmiş Ümit Yaşar Oğuzcan: "Sonra sevdiğin bir plağı çalmak geliyor aklıma. Birden seviniyorum. Her şeye rağmen yine seninleyim, ne iyi. Beşinci senfoniyi dinliyorum. Odayı orkestranın güçlü, tanrısal sesi dolduruyor. Hiç ayrılmadığımıza ve ayrılmayacağımıza inanıyorum. Yüzyılların ardından bir Beethoven sesleniyor, isyan ediyor zamana. Ve sonra bir başka plakta Schumann ağlıyor, ben ağlıyorum, uzaklarda sen ağlıyorsun. Aşkın ve sanatın ölümsüzlüğüne bir kere daha inanıyorum. Artık seni sevdiğime pişman değilim." Tam olarak içimden geçenleri birilerinin seneler önce kaleme alması, birilerinin bu hisleri bestelemiş olması, aşkın ve sanatın ölümsüzlüğüne ben de bir kere daha inandım. Ne olursa olsun, ne kadar kötü şeyler yaşarsak yaşayalım, hissetmek ve yaratmak içimizde. Çağ değişiyor, bir plak değil belki bir spotify çalma listesi oluyor bazen insanın insana dayandığı nokta.
    ... diğer entiriler ...