Geçen sene bu gece acıdan kıvranıyordum. Fiziksel olmadığı için yaranın üstünü kapatıp ilaç alamıyorsunuz. Bu da en çaresiz tarafı galiba. Çok alışılan şeyleri bırakmak zordur. Alışkanlık edinirken artık bin kere düşünüyorum. Şimdi bakıyorum. Keşke daha çok üzülüp daha çok ağlasaydım diyorum. Yanlış anlaşılmasın mazoşist değilim. Sadece daha çok düşünüp bu yaşadıklarımı daha kalıcı kılmak isterdim. Aynı hataları yapmamak ve doğru/yanlışı ayırmak için.
Ayrıldıktan 1 ay geçmeden covid geçirdim. Ve neleri neleri paylaştığım kişiden ses dahi çıkmadı. Yazmadı bir geçmiş olsun dahi demedi diye daha çok üzüldüm. Psikolojim nasıl bir etki altındaysa 2 hafta hastalıktan yattım. Yerimden kalkıp kımıldayamadım bile. Ağrıdan günlerde ağladım ve 1 ayda 8 kilo verdim. Dışarıdan kilo vermiş aşırı mutlu gözükürken eski hastalıklarım tetiklendi. Defalarca bayıldım. Kendi kendime yerde yatarken uyandım. İyi oldu. Ben bir kere açtım gerçekten kalbimi. Onda da çok ağır sonuçlar aldım. Gereken cevabı bana kader gösterdi. Şimdi çok daha aklı başındayım. Zamanla her şeyi söndürdüm. İçimdeki tüm o aşka olan inancı, sevgiyi ve umudu öldürdüm. Hastalıktan ayağa kalkmayacak kadar sevdiğim adam şimdi karşıma gelse hadi tekrar dese dahi olacak iş değil benim için. Umutsuz vaka oldum.
Artık düşünce şeklim ciddi ilişki düşünmüyorum, sana ilgi duymuyorum veya geçici olduğunu direkt olarak söyleyen insanlar, ciddi düşünen yok seviyorum ediyorum diyen insanlardan daha samimi ve dürüst. En azından niyeti belli.
Bir sene sonra her şey düzelir tekrar seversin, sevecek kadar hazır olursun demişlerdi. Artık kimseye ilgi duymayacak kadar içim ölmüş durumda. Teşekkür ederim.
Ve evet arkadaşlar her şey geçici olabilir. Bu acı da öyle ya da böyle bir şekilde sinecek veya geçecek. Seni işleyecek. O acı eğer sen atlatmak istemezsen geçmeyecek. Sadece acıya olan alışkanlığın artacak. Acı eşiğin yükselecek.
Son olarak geçen seneyi yad etmek adına bir şarkı armağan ediyorum. Selda Bağcan'dan
ayrılık