kimsenin yazmamış oluşu dikkatimi çekti: akparti iktidarında gerçekleşmiştir. medyaya yasak getirilmesinin ardından sosyal medyaya erişimin kısıtlanmasını da göz önüne alırsak, şeffaflık ilkesine aykırı bir tutum sergileyen iktidar tam olarak neyden, kimden çekiniyor? doğrudan belli bir etnik kesimi hedef alacak nefret içerikli söylemlere girmeden ve komplo teorileri üretmeden önce oturup etraflıca düşünmemiz gerekiyor. bu yaşananların iktidarın izlediği iç ve dış politikalar sonucu attığı yanlış adımların bir ürünü olduğu gerçeğini yadsıyamayız.
atıfta bulunmak üzücü olacak ama bugün şans eseri bir
başlıkta bir konuya değinmiştim: milyonlarca insanın öldüğü ve dünyanın dört bir yanının kana bulandığı ikinci dünya savaşı gibi bir kaostan hiçbir yara almadan çıkabilen bir ülke, yanı başında patlak veren bir iç savaşın etkilerini başkentin kritik bir bölgesinde meydana gelen patlamalarla çok yakından hissedebiliyor. bu güvenlik zafiyetinden çok tercih edilen politikanın kusurlarına işaret eder.
büyük ortadoğu projesi kapsamında kimlere, nelerin vaat edildiği, kin ve nefret güdüsüyle harmanlanacak bir kaos ortamından kimlerin, nasıl çıkar sağlayacağını biliyoruz. yinelemek mantıksız olacak ama ışid ve pkk'nın basit birer piyon olarak kaosu yinelediği bir ortamda gerek uluslararası arenadaki egemen güçler, gerek bu güçlerin vaat ettiklerine aldanan yerel bürokratlar bu ülkeyi çıkmaza sürüklemekten çekinmiyorlar.