ritüel olarak hep giderdim eminönüne. mutlaka ayda bir eminönüne gidip kurukahveci mehmet efendiden kahvemi alır, galataya kadar yürür dönerken de balık ekmeğimi yer turşu suyumu içerdim. koronadan dolayı bir yıldır gittiğim yok. burnumda tütüyor eminönü. her ne kadar artık göçmenlerden geçilmeyen, kalabalık ötesi bir yer olsa da orayı güzel yapan şey de bu galiba. bomboş bir eminönü canlandıramıyorum aklımda.