Tarihin en tuhaf faşistliğini seyrediyoruz. Atanmış Rektörler, Rektör Atayanlar ve Seçim isteyenler arasında ki faşist kavga. Seçim isteyenlere uygulanan bir faşistlik bu yalnız, yanlış anlaşılmasın. Dibine kadar haklılar, haklıyız. Ama gel gör ki bizim ülkede bunu anlayacak insan sayısı çok az. Malum güruh bunu temelde şu nedenle yapıyor; kendilerine karşıt görüşte olanların hala bir çoğu akademide veya akademiden yetişiyor. Lise saflarında da Anadolu Liseleri, Fen Liseleri bu ipi göğüslediği için kendilerince İmam Hatip Lisesi açıp karşılamaya çalışıyorlar. Bakınız olaylar artık parti muhabbetinden, sağ-sol çatışmasından çıkıştı. Olaylar zihne hükmetmeye, davranış biçimlerine, yaşayış biçimlerine hükmetmeye evrildi. Nedense bu sıralar pandemininde bu yolda malum gurüha ( bilinçsizce de olsa) yardım ettiğini fark ettim.
(bkz: Haftasonu Alkol Satışı Yasağı) Amaç salgını hafifletme noktasından insan ilişkilerini kontrol etmeye doğru son hızda evrildi. Bunun doğal sonucunda da Boğaziçi Üniversitesinde başkaldıran, sinmeyen öğrenciler göze battı. Bu ülkede eylem yapmak her zaman sorun yarattı ama bu tarihimizin en büyük faşist vakası benim gözümde. "Aşağı bak!" emri polisin ağzından çıkmış olsa da ona bu emri verdirenlerde suç. Konuyu bağlayacak olursam: İstikbal göklerdedir ve hiçbir Türk genci aşağı bakmayacaktır.