alt tarafı mutfağa su içmeye gidiyorum. "dayı gitme" diyor. bunu öyle içten söylüyor ki adeta bir daha geri dönmemek, onu bir daha öpüp koklamamak üzere gidiyormuşum gibi hissediyorum. göz göze gelince mecburen kalıyor, sonra
kendisini sımsıkı kucaklıyorum.