gördüğüm en varoş yüzsüzlük.
nasılsa bedavaya getiririm diyerek çat kapı uludağ'a kar tatiline gitmek nasıl bir kafa olm? varlık içinde yüzüyorsun, hiç yoktan bir vizyonun var. yaptığın şeye bak.. çirkef çirkef kendince linç başlatmış bir de :d
grand yazıcı hotel.. abijim siz var ya on numara işletmesiniz. o asalağın blöfünü yemeyerek "kim üzerinden reklam yapılmaz?" sınavından zaten geçtiniz gözümde. verdiğiniz cevabı da ayrı takdir ettim. allah'ın hikmeti işte. bu olay sayesinde yaptığınız pr, o kadının tek başına yapacağı pr'ın yüzlerce katı. uludağ'a gidecek olsam ilk sizin işletmenizi değerlendirmeye alırım mesela şu an. kanım kaynadı durduk yere.
.
üstteki konuyu bir kenara bırakırsak; güzel iş valla.
takipçi sayın arttıkça kredi kartının limiti de artıyor gibi bir nevi. ne kadar gündem olursan o kadar ödemelerin azalıyor..
marka bakıyor ne kadar takipçin var, ona göre ayaküstü reklamcısı yapıyor seni gönlünden bir şeyler kopartarak.. bir hediye ediyor ama o hediye üzerinden onlarca satış yapıyor. fazla makul herkes için.
zaten o yüzden bu süreçle bir sorunum yok. sadece şu son olaydaki kadar aşağılık hareketleri görmeye gelemiyorum. tek temennim bu uygulamanın, takipçi sayısının hakkını veren güzel insanlara nail olması. örnek olarak da şu güzelim çiftin şahane videosundaki hayvan gibi ekrana sponsor olan lg'yi verebilirim;
12:09'daki olay da keza iyi bir örnek
.
tüm bunlardan bağımsız olarak söylemek istediğim son konu, markalar üçe ayrılır benim için;
- trendyol yol gibi bıktırıcı reklamlarını sık sık karşımıza çıkarmasa kalıcı olamayacak vasatlar.
- doğru yer, zaman, kişi ve çekimlerle; az ama öz reklamlarıyla arada bir kendini hatırlasan sempatikler.
- pringles gibi olduğu yerde kendi reklamını kalitesiyle yapanlar.
nitekim bu üç madde, başta sözlük olmak üzere hayatımızdaki pek çok insanı sınıflandırmaya da yarıyor...
not:
(#2286861)