bugün
yenile

    ölen insanı özlemek

    23
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Dünya üzerinde bundan daha acı bir duygu var mıdır bilmiyorum. Bu öyle bir his ki, o kadar farklı bir his ki 5 senedir dur durak bilmeden, tek saniye bu duyguyu hissetmeden yaşamamama rağmen nasıl ifade edilebilebileceğini hâlâ bile bilmiyorum. İnsanın içini çürüten, midesine yumruk yemiş hissi veren, insanın yakasını uykudayken bile bırakmayan bir his. İnce bir sızı. Öyle bir yerde ki bu his, yüreğinin öyle bir yerinde ki uzanmak mümkün değil. Ne büsbütün kaplıyor yüreğini ne de tamamen dışında. Sanki en kuytu yere gizlenmiş, oraya yuva yapmış bir his. Gitmesini istediğiniz, ama bir şekilde yine sevdiğinize bağlandığı için gitmesinden de korktuğunuz bir his. Sanki biri yüreğinizi avucuna almış da sıkıyormuş gibi, sanki sıkmaktan asla vazgeçmiyormuş gibi bir his. Aydınlık sabahlarınızı ansızın alıp götürüyor ve bir daha bulamıyorsunuz. Uyanık kalmak acı veriyor uyku ise bir türlü nasip olmuyor. Karabasanlar. Rüyalarınızda sürekli onun yaşadığını görüyorsunuz, her şeyin eskisi gibi olduğunu. Başlarda bu his size çok iyi geliyor. Daha doğrusu size iyi geldiğini sanıyorsunuz. O kadar iyi geliyor ki dünyayla bağınız kopuyor, sürekli uyumak istiyorsunuz. Gün içinde uyuyamadığınız her an ona kavuşamadığınız için ağlamak istiyorsunuz. Zaman geçiyor öyle bir gün geliyor ki artık rüyalar size yetmiyor. Özleminiz gün geçtikçe artıyor, onu rüyalarda görmekle yetinemiyorsunuz. Artık gerçeklerden kaçamıyorsunuz ve artık rüyalarınızda bile yaşamıyor. Sürekli öldüğü günü tekrar tekrar, farklı senaryolar ama aynı insanla yaşayıp duruyorsunuz. Herkes onu bir kere gömdü ama siz defalarca gömüyorsunuz. Eğer ölen birini özlemekten daha kötü bir his varsa o da ölen birini her gece rüyalarında tekrar ve tekrar gömmektir. O kaçıp sığındığınız uykular düşmanınız oluyor. Doğru düzgün üç saat bile uyuyamıyorsunuz çünkü kan ter içinde, ağlaya ağlaya uyanıyorsunuz. Yemek yiyemiyorsunuz, şu içemiyorsunuz. Gökyüzüne bakmak insana nasıl bir ızdırap veriyor bir bilseniz... Her şey onu hatırlatıyor. Hiç gitmediğiniz yerlerde beraber anılarınız oluyor. Çünkü onun özlemi nefes almak gibi, bir uzvunuz gibi oluyor. Artık o kadar sağlıksız ve o kadar zarar verecek bir boyuta geliyor ki bütün bunlar, onu görmeye başlıyorsunuz. Kalabalıklar içerisinde görüyorsunuz ardından koşuyorsunuz araya biri giriyor ve o yok oluyor. Odanızda görüyorsunuz, o orda değil biliyorsunuz ama orda olmasını o kadar çok istiyorsunuz ki tamam diyorsunuz, hayali bile olsa burda dursun. İçinizdeki özlemi dindirebiliyor diye delirmiş olmayı bile kabul ediyorsunuz. Ama zamanla unutuyorsunuz onunla ilgili her şeyi yavaş yavaş. Her unuttuğunuz parçayla ziyaretleri azalıyor. Mesela ben ilk önce sesini unuttum, yanımda oturup konuşmamaya başladı. Bana bakmaya devam etti o koyu renk gözleriyle ama dudağını aralayıp iki kelime etmedi. Olsun dedim susalım, illa konuşacak değiliz. Sonra biraz daha zaman geçti ve onun asla unutmam dediğim hareketlerini unuttum. Mesela yürüyüşünü unuttum, artık yanımda öylece duruyordu benimle yürümüyordu. Biraz daha zaman geçti ve en sonunda yüzü silikleşmeye başladı. En son ne zaman rüyama geldiğini bile hatırlamıyorum. Sadece bazen rüyamda onun yakınlarımda bir yerlerde olduğunu o kadar içten hissediyorum ki durup o anın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü artık onu zihnimde tutamıyorum. Yüreğimdeki yeri hiç değişmiyor, özlemi asla beni terk etmiyor ama artık ona dair çok az şey hatırlıyorum. Ben bu hissi 5 senedir emanet gibi taşıyorum yüreğimde. Bundan daha ağır bir yük var mı bilmiyorum, varsa bile Allah'ım bana merhamet etsin ve yaşatmasın diye dua ediyorum. İşte anlatamıyorum, ne kadar anlatsam da içimdeki bu hissi tarif edemiyorum. Ağzımda yokluğunun garip bir tadı var biliyorum, bileklerimde özleminin hafif ve sürekli bir sızısı var onu da biliyorum, omuzlarımda gidişinin yarattığı korkunç bir yük var biliyorum. Ama bunların bende bıraktığı izleri, bunları yaşarken içimde olan şeyleri anlatabileceğim bir kelime, bir lisan bilmiyorum. Bazen bana özlüyor musun diyorlar. Bu hisse özlemek diyemiyorum. Bu birini özlemek gibi bir his değil, bu kendini özlemek gibi ama tam olarak öyle de olmayan bir his. Yarım kalmışlık gibi bir his, pişmanlık gibi bir his, buruk ama korkunç bir acı veren bir his, başka insanları görmenin canını yakmasına neden olan bir his, ölümün düğün olduğunu kabul ettiren bir his. Birini özlemek ve ölen birini özlemek aynı şey değil ve ikisi için de "özlemek" kelimesini kullanmamalıyız. Daha farklı bir kelime olmalı, ölümün bizden aldıklarını tanımlayabilecek bir kelime. Bütün yorgunlukları, bütün yaşanmamışlıkları, bütün hayalkırıklıklarını, bütün yolları ve yılları, bütün uykusuz geceleri, o güne kadar akan bütün gözyaşlarını içinde barındıracak bir kelime. Çünkü artık beni çileden çıkaracak kadar ağır olan bu hisse özlem demek gelmiyor içimden.
    1allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun. - winnieswife 22.01.2021 23:34:19 |#4089184
    0Amin inşallah. Allah razı olsun. - sevdigimezaralti 22.01.2021 23:38:05 |#4089187
    1Ah be, okuduğumda beri etkisinden çıkamıyorum ve hala ağlıyorum. Hissettiğim her şeyi yazmışsın benim yazmam pek iyi değildir. Sana burdan kucak dolusu sarılıyorum. Allah sabırlar versin inşallah. 😞 - hamus 23.01.2021 01:37:50 |#4089333
    butun yorumlari goster (4)
    ... diğer entiriler ...