Sanırım bundan beş altı sene önceydi. Bana parmağını uzatıp emir kipiyle konuşan biri vardı. Üniversitenin ön bahçesinde, oturmuş laflıyorduk. Kimse de yoktu. Dalyaraklık yaptı. Suskun ve etliye sütlüye karışmayan biri olmamdan cesaret almıştı sanırım. İnsan racon kesecekse, karşısındaki insanı iyi tanıyacak.
On saniye sonra yanağını masaya; küllüğün dibine yapıştırmış halde benden özür diliyordu. Sadece parmağını tuttum.
Bence o parmağı alıp götüne sokmadığıma dua etsin.