Birçok kişinin ne olduğunu bilmeden yanlış kullandığı bir tabir.
Taciz/tecavüz halinde kadının beyanı esastır demek bir kadının sözüyle adamı hapse atmıyor ve zaten atmamalı da... Bu beyan yalnızca şikayet halinde esas alınıyor, nasıl yani? Normalde savcı önüne gelen olayda yeterli şüphe göremediği takdirde kamu davası açmaz ve takipsizlik kararı verir yani bunu mahkemeye taşımaz. Ancak burada şüpheye bakmaksızın kadının beyanını esas alarak dava açmak zorunda. Yani beyanın esas alındığı nokta yalnızca şikayet aşaması.
Hiçbir mahkeme delilleri incelemeksizin salt kadının beyanıyla hüküm kurmaz, kuramaz ve de tekrar ediyorum ki kurmamalı.
İstanbul Sözleşmesi dahil hiçbir uluslararası sözleşmede de benim bildiğim kadarıyla böyle bir hüküm bulunmamaktadır. Atıfta bulunduğum sözleşme yalnızca uzaklaştırma kararı gibi tedbirler için mağdurun beyanını esas almaktadır.
Son olarak bu ne evrensel bir ceza hukuku ilkesidir ne de herhangi bir kanunumuzda böyle bir tabir geçmektedir. Yargıtay'ın delil yetersizliği halinde başkaca somut olgularla da desteklendiği takdirde kadının beyanıyla hüküm kurulabileceğine yönelik eski tarihli içtihatları bulunmaktadır.