an itibarıyla kabul aldığımı öğrendim. bir hayırlı olsununuzu alırım ben de. :))
mülakat çıkışında kapıda bekleyen araştırma görevlisi “fena değildin” diyerek göz kırptığında kabul alacağımı anlamıştım. sınavım iyi geçmişti ama bir yandan da hiç beklemiyordum, çünkü sonrasında mülakatta aaağzıma tükürdüler.
normalde mülakatta üç beş kişilik bir jüri olur, hangi alanı istiyorsan sana o alandan sorular sorarlar. -öyleymiş yani, tecrübelilerden öyle duydum.- benim de ilk mülakatım tabii, ben de böyle bir jüriyle karşılaşacağımı sanıyorum...
mülakat salonunun önünde beklerken bir miktar ayvayı yediğimi hissettim, içeriden ağlayarak çıkanlar falan vardı. tamam kızım dedim, gerisin geri istanbul’a döneceksin belli, en azından geldim gezdim dersin sıkma canını.
içeriye bir girdim, karşımda on kişilik jüri var, suratlar desen mahkeme duvarı.
sorular sadece istediğim alandan değil, tüm alanlardan geliyor, düşünmeme de fırsat verilmiyor. bildiğim şeylere cevap veremedim bir süre. o kadar üstüme gelindi ki, hayırdır canımızı mı alacaksınız nedir yani deyip kapıyı çarpıp çıkacaktım az kalsın.
he bir de tanışma faslında, ileride ne üzerine çalışmak istediğim sorusunu cevapladıktan sonra bölüm başkanı alaylı alaylı güldü, “benim başka sorum yok” deyip çıktı salondan, nah yaparsın der gibi. o an o kadar moralim bozuldu ki, hiç umudum kalmadı sonrası için.
hâlâ gelen maili kontrol ediyorum, ulan yanlış mı gönderdiler acaba diye.