bugün
yenile

    asosyal itiraf

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    İntihar eden iki arkadaşım olmuştu geçmişte. 8-1o tane sevdiğim insanı gömdüm. Ortalama... Son 6 senede, yıllık 2 cenaze ortalamam var. Cepte. Onun dışında zaten dost kazıkları(Böyle bir oyun vardı sanırım şimdi aklıma geldi), aldatılmalar, aksilikler falan da cabası. Aaa, krema olarak da bok gibi geçen çocukluğum var. Yıkılan hayaller, bozulan planlar, küslükler, hayat enerjisi ile beslenen insanlar, ağır tedaviler, travmalar, uykusuzluk ve borderline derecesinde coşkulu(!) bir yaşam ve sonunda doktorun "Olmuyor böyle, işlerini bitir de seni ara tatil boyunca yatıralım." demesiyle kafama çarpan gerçek. Ağlayamadığım için gülmeye vermiştim kendimi. Dinlenmediğim için satırlara, anlaşılmak için müziğe, üzülmemek için eğlenmeye... Boktan diyeceğim de, değil. Hepsi bana bir şeyler öğretti. Her şeyi geride bırakmaya ufacık kalmıştı. Toz kadar. İki kere. Birinde ada vapurundaydım. 3. Kattan, karizmatik bir atlayışla suya dalıp adalara yüzmeyi düşünmüştüm. Diğeri de yüksek bir binanın tepesindeydim. Şimdi o hallerimi düşünüyorum da... Ne garipmiş. Geçmişe dönebilsem gidip sıkı sıkı kucaklarım kendimi. Geçiyor ya, geçmese de geride kalıyor. Peki ya nasıl geçiyor? Anlatarak. Konuşarak. Eğer 18-2o yaşıma kadar birileri beni dinleseydi, öyle olmazdım ben. Bakın sevmelerine gerek yoktu. Sadece anlat diyeceklerdi, konuş. Ne bileyim, belki de anlatacaklarım tek iç açıcı değildi. Belki de, "Anlat." ya da "Konuş." demekle anlatıp konuşabilen biri olmadığımdan. Ya da sıkıcılıktan. Bilmiyorum. O kadar canım yanıyordu ki, insanlara anlattırmakta, onları konuşturmakta buldum çözümü. Zaten mesleğim de buydu. Böyle, onlar hafifledikçe sanki ben de hafifliyordum. Her bir teşekkür, kalbimi daha da okşuyordu. 21 yaşındaydım. Önce bireysel terapilere katıldım. Sonra da grup terapilerine. Daha sonra bireysel terapiler devam etti. Tabi bunun yanında ağır ilaçlar kullandım. Kimse yoktu yanımda. Ne ailem, ne de bir arkadaş. Cidden bakın. Ailem hala bilmez hatta o dönem neler yaşadığımı. Azala azala bitti. 5 senedir devam eden terapiler, kullandığım ilaçlar meyvesini vermiş olmalı. Son 1o doz kaldı. Sonra gidiyorum. Ya 3 ay daha uzatacak, ya da müjdeyi verecek: "Bitti." Artık ufak ufak ağlayabiliyorum. Böyle bir kaç damla. Şimdilik yeter. Adam olana çok bile. Hehehe. Velhasıl kelam dostlarım, her ne yaşarsanız yaşayın vazgeçmeyin. Kötü ve çıkarcı insanlar, hayatın getirdiği nahoş şeyler, hainler... Devam edin ya. Kurt gibi saldırın, atılın öne, geçirin dişlerinizi hayata. Bakın; kör topal bir kariyerim var. Ne kör topalı ya, fena değil. Hoşuma gidiyor hatta. Bir sürü dostlarım, yakın arkadaşlarım var. Ailemle sürekli çatışsak da, idaire etmeyi öğrendim. Onlar benim en büyük hazinem. Aklım yerinde. Zekiyim. Kitaplarım, hayallerim, projelerim... Yaşıyorum işte. Siz de yaşayın.
    1Ne yazmışsın be kral. Senin gibi acı çekenler anlar insanın halinden. Umarım her şey daha da iyi olur. - fyodor_tg 13.09.2020 20:23:36 |#3951043
    0Gidenlere sorarsan dangalağın tekiyim. Kalanlara sorarsan, pırlanta gibi. Değer bilen biri miyim bilmiyorum ama elimden geleni yapıyorum. İyi dilekleriniz için de teşekkür ederim, umarım herkes için iyi olur. Sevgiler - patiklipenkuenn 13.09.2020 21:21:00 |#3951107
    ... diğer entiriler ...