bugün
yenile

    okumuş cahil

    7
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Cehalet bazen okuyarak mümkün olabilen bir şeydir. Ne okuyarak? Mesela üniversite okuyarak. Şaka değil. Üniversiteler ve çağımızın gereklilikleri akademik eğitimi giderek özelleştirerek çok dar bir alanda uzmanlaşmayı sağlamaya çalışıyor. Çok uzun yıllardır akademik çalışmalar ve bilim kolektif çalışmayla mümkün olan bir şey. Eğer bilimsel bir alanda bir şeyler yapacaksanız başkalarıyla dayanışmak zorundasınız. Marx'ın koca bir makine fabrikasında tüm gün sadece dişli sıkan bir işçinin yaptığı işe duyduğu yabancılaşması konusunu alın aynen çağdaş üniversite anlayışına monteleyin. Bir farkı kalmayacak. Ömrünün en kıymetli yıllarının ciddi bir kısmını sadece bir takım nörolojik komplikasyonlar hakkında çalışmaya ayıran bir tıp hekiminin insan canlısı hakkında çok fazla bilgisi vardır ama bilgisi özelleştikçe insan hakkındaki fikri de daralır. Kesin bir eleştiri değil bu. Mevcut durum bu. Bütün kariyerini 19. yüzyıl osmanlı tarihine ayıran bir tarihçinin alanında uzmanlaştıkça tarihin geri kalanına, hatta tarih olgusunun kendisine ve fonksiyonlarına karşı duyarsızlaşması kaçınılmazdır. Haa bundan kurtulmak hala kişinin kendi elindedir ama inisiyatif almak gerekir. Yan okumalar yapmak gerekir, hayatın başka yönlerinin de olduğunu unutmamak gerekir vs. vs. Salt resmi/meşru eğitime güvenmeye kalkarsanız sizi bu yolculuğun götüreceği yer işinde çok uzmanlaşmış bir cehalet kuyusudur. Şimdi değişmiştir ama neredeyse 8-10 yıl önceki araştırmada meslek gruplarının mensuplarının "evrim teorisini kabul edenlerin oranı" diye bir araştırma vardı. Doktorlar arasında evrim teorisini reddeden oranı şaşılacak derecede yüksekti. Tam sayı hatırlamıyorum ama yüksekti. İronik gözükse de evrim teorisini anlamak, içselleştirmek ve kabul etmek için doktor olmak yetmiyor. Hatta yan okuma yapmazsanız negatif etkiye sebep oluyor. Atıyorum biyolog ya da antropolog olmak bu konu özelinde daha bir avantajlı olabilir. uzmanlaşmak; tikel olanda boğulmaya sebebiyet verebilir. Bu sizi özgüvenli bir cehalete sürükleyebilir. Genel perspektifler ve iyi bir kavrayış olmazsa günümüzdeki bilim yöntemi insanı makine dişlisine çevirir. Saati çevirir ama saati anlamaz. Maslov'un dediği gibi "elinizde sadece çekiç olursa her şeyi çivi olarak görürsünüz" yani. Cesur yeni dünya romanı bir distopyadır. Ve bu distopya romanı başladığında kitaptaki sistemin savunucularının ağzından hemen ilk sayfalarında şöyle bir gönderme ve taşlama vardır bu konuya dair; "Londra merkez KŞM müdürü yeni öğrencilerine değişik bölümleri bizzat gezdirmeye özen gösterirdi. 'Sadece size genel bir fikir vermek için' diye açıkladı öğrencilere. Çünkü zaten işlerini zekice yapacaklarsa genel bir fikirleri olmak zorundaydı, ancak toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu. Çünkü herkesin bildiği gibi, tikeller, erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır. Toplumun omurgasını düşünürler değil, oymacılar ve pul koleksiyoncuları oluştururlar." Akademik alan sizden okuyarak birer aydın olmanızı beklemiyor. Aksine isimsiz bir şekilde bilimin kolektif havuzuna katkı sağlayan küçük karıncalar olmanızı istiyor. Bu role yeterince kendinizi kaptırırsanız siz de bir okumuş cahil olma fırsatını yakalayabilirsiniz. Baya avantajlı aslında. Hem cehaletinizden ötürü yersiz bir özgüvene sahip olursunuz hem de etiketinizden ötürü ara ara sızlayan vicdanınızın sesini bastırmanız kolaylaşır.
    ... diğer entiriler ...