bugün
yenile

    istanbul sözleşmesi

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    tam adı ''kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair avrupa konseyi sözleşmesi'' olmakla birlikte 'uygulanmasını' sonuna kadar desteklediğim sözleşmedir. bugün sözleşmeyle ilgili karar verilmesi bekleniyordu 13 ağustos'a ertelendi. sözleşmenin ve sözleşmenin dayanak olduğu 6284 sayılı ''ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair kanun''un tüm maddelerini her ayrıntısına kadar biliyorum. her şeyden önce kendi yakınlarımdan da duyduğum bir şeye açıklık getirmek isterim. sözleşme sadece kadınları kapsamıyor. kadınları her türlü şiddetten korumaya ve bununla birlikte aile içindeki tüm bireyleri, erkek, çocuk, lgbti birey, yaşlı, engelli, kısaca hiçbir ayrım yapılmadan 'mağdur' olan herkesi kapsıyor. peki neden daha çok kadınlar için? çünkü bu dünyada ve ülkede kadınlar yalnızca ve yalnızca kadın olduğu için birçok zorbalığa, tacize, mobinge, aşağılanmaya, şiddete maruz kalıyor. tek başına taksiye bindiğinde yakınlarına taksi plakasını haber verip inene kadar kendisini mobilden takip etmesini istiyor. hava karardığı zaman yolunu uzatacak da olsa daha kalabalık olduğu için güvende hissettiği yolu seçiyor. ben daha 2 hafta önce, şiddet eğilimleri gösterdiği için 8 ay önce ayrıldığım eski erkek arkadaşıma eşyalarını vermeye giderken tüm arkadaşlarıma yerimi konumumu söyledim. gelip beni uzaktan izlediler, bir şey olursa yanımda olabilmek için. bana vurmasın, beni öldürmesin diye. bunların önüne geçer mi her şeyi tamamen ortadan kaldırır mı bu sözleşme? hayır. seni öldürmeyi en ince ayrıntısına kadar planlamış bunu kafasına koymuş birine caydırıcı olur mu? kendi fikrim; kesinlikle sanmıyorum. amaç bu noktaya gelmeden önlemler almak, sözleşmenin hakkıyla uygulanması sağlamaktır. bir kadın şiddet gördüğü eşini şikayet ettiğinde, onu koruyucu tedbirlerin alınmasını istiyoruz. serbest bırakılan eşi elinde silahla gelip 'beni şikayet edemezsin sen' diyerek öldürmesin, buna imkanı olmasın istiyoruz. bu yüzden istanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz. evet her kadın cinayetinde kadın daha öncesinde bunu anlamış ya da şikayet etmiş olmayabiliyor. ceren özdemir cinayetinde olduğu gibi katil tanımadığımız birileri de olabiliyor. bunun için sözleşmenin amaçlarından birini iliştireyim şuraya: ''kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamaktır.'' kolluk kuvvetlerinin, kadın dernekleriyle işbirliği halinde daha hızlı ve etkili olmasına olanak sağlayan bu maddeyle birlikte; örneğin aile içi için konuşacak olursak evlenmeden önce çiftlere verilen evlilik öncesi eğitim programı ya da aile eğitim programı gibi çalışmaların genişletilmesi, daha etkin bir şekilde uygulanmasına olanak sağlanabiliyor. başka bir örnek, cezaevlerindeki mahkumlara yönelik planlanmış psikolojik destek uygulamaları geliştirilip, etkililiği arttırılabilir. kısaca bu sözleşme politika ve tedbir tasarlamayı da destekleyip, genişleten bir sözleşme. devlete düşen sorumluluklar çok fazla. bu sorumluluklar yerine getirilemediği (!) için sözleşmeden çekilme konusu gündeme geliyor, isteniyor. çünkü kurumlarda işleyiş, prosedür ya çok yavaş işliyor ya da görmezden geliniyor, umursanmıyor. sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı'nda staj yaptığım dönemde yardım almak için başvuru yapan bir müracaatçı 'kocam beni 5.kattan atmaya çalıştı. elinden zor kurtuldum ve ankara'ya annemin yanına sığındım' diyerek ağladı. şikayet edip etmediğini sorduğumda korkusundan gidemediğini çünkü daha önce polise gittiğinde bu yüzden kocasından şiddet gördüğünü söyledi. 'şu an sadece saklanabiliyorum, annemin evini biliyor ordan da taşınacağız bu hafta' dedi. stajyer olduğum için yapabildiklerim çok sınırlıydı kuruluşta. kadına aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı'na bağlı kadın birimlerine gidebileceğini, kadın dayanışma vakfı'nda da kendisine gerekli desteği sağlayacaklarını söyledim ve gitti. şu an hala hayatta mı bilmiyorum bile, dilerim öyledir ve kurtulmuştur bu dertten. sosyal çalışmacı unvanıyla çalışan ama bambaşka bir bölümden mezun olan danışmanım ise bu konuda yalnızca 'böyle kaç tanesi var hangi birini bildirelim, hangi birini takip edelim biz burdan. polise gitsin' dedi. yorumu size bırakıyorum. değişmesi, düzenlenmesi gereken o kadar çok şey var ki. istanbul sözleşmesi'nin hakkıyla uygulanması bu anlamda en büyük adımlardan biri olacak, yol açacak. gerekleri yerine getirilirse tabii. bu arada kadın ve demokrasi derneği 'nin sözleşmeyle ilgili yaptığı açıklamayı da şöyle bırakmak isterim. edit: güncelleme
    ... diğer entiriler ...