bugün
yenile

    babayla girilen diyaloglar

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Yemekten sonra ailemden izin isteyip otoparka indim. Arabamı takozların üstüne alıp, alt takımları kontrol etmek için altına yattım. Bir taraftan da telefonumu bluetooth hoparlöre bağladım, şuna benzer bir parçayı çalıyor, ufak tefek mırıltılarla şarkıya eşlik falan ediyordum. Ani bir rahatsızlık hissettim. Sadece biri sizi izlerken hissedeceğiniz türden bir rahatsızlık. Gayriihtiyari, tampondan tutunup kendimi dışarı çektim, karşımda babam. Önce bana baktı, sonra arabaya baktı. Sonra tekrar bana baktı. Arabanın etrafında dolaştı. Yanımda arada oturduğum bir kamp sandalyesi açıktı. Oturdu. "Efendim babam" dedim. "Enteresan gerçekten." dedi. "Ne enteresan olan?" "Ben Batı Karadeniz'in bir köyünde doğdum. Az önce yemek sonrası çayımı içtim. Sonra biraz gazete okudum. Üstelik bunları yaparken de televizyonda Türk Sanat Musikisi çalıyordu." "E normal babam, sen seversin bunu." "Ben severim de, ben bunları yaparken benim oğlum filmlerde izlediğim Amerikalıların hayatına benzer bir hayat yaşıyor. Şekle bak. Yanında soğuk filtre kahve. Radyoda R&B çalıyor. Benim oğlan da hobi olsun diye arabasıyla uğraşıyor. Zaman benim sandığımdan çok daha çabuk değişiyor sanırım." Kısa bir sessizlik oldu. Böyle birbirimize baktık. Ben, yoğun geçen iş hayatının temposuna sığınarak "Ulan benim doğum kağıdımda Kastamonu yazıyor, şekle bak!" der diye düşünüyordum. Sonra benim peder bey, sol çamurluğa koyduğum havluyu atıp, "Terlemişsin, fazla oyalanmadan eve çık. Üşütürsün yerde." dedi. Öyle. Anlatasım geldi.
    ... diğer entiriler ...