bugün
yenile

    asosyal itiraf

    23
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Hep sağlam bir hafızam olduğu için şüktetmemi söylediler. Bulunmaz bir nimetmiş gördüğüm şeyleri hemen aklımda tutmam, sayıları hemen ezberlemem, uzunca bir süre hiç kullanmasam da unutmamam falan.. Ama iyi bir hafızanın kötü yanlarının bana ne kadar ağır geldiğini anlamak istemediler. 4 yaşındaydım babannemden yediğim dayaklarla sırt ağrısından uyuyamadığım zamanlar. Babannemden dayak yerken annemin sessizliğine daha çok ağlarken.. 5 yaşındaydım evin içinde yaramazlık yaptım diye babannemin söylenmesine sinirlenen annemin sobada kızarttığı demir şişle elimi yaktığı zamanlar. Beni yakmasına rağmen anne anne diye daha çok ağlarken.. Sonra sağlam uyuduğum bir gecenin sabahında yüzü gözü şişmiş, sağ gözü kaymış şekilde uyandım, sanırım en sevdiğim zamanlar , babamın saçımı okşadığı son anlar. Babamın elinden tutup hastaneye giderdim, çıkışta bana dondurma alırdı hani mutlu olduğum zamanlar.. Doktor kızının yaşı ufak şimdi ameliyat edemem biraz büyüyünce getir diyip bir gözlük vermişti. Verdiği gözlüğü de Yasemin İnce'nin Sürahi ninesi gibi sol gözlük camını pansumanla kapatıp kullanmam gerekiyordu. Zaten biraz kiloluyum diye alay konusuydu mahallede bir de gözlük öyle olunca iyice dışarı çıkamaz olmuştum yaşım daha 6 iken. 7 yaşında okula başladığımda kilo problemim kalmamıştı, biraz rahat nefes aldım diyerekten gözlükteki pansumanı da attım kullanacaksam gözlüğü böyle kullanmalıydım kararlıydım. Bizim halkımız normal gözlüklü insanlarla bile alay ettiğinden 2.sınıfta bir topun değmesi sonucu kırılan gözlüklerime sevinmem bundandır.. Yoksa gözlüksüz pansumansız gezmenin gözümü tembelliğe alıştıracağını idrak edebilecek bir yaşta olsam sevinebilir miydim böyle bir şeye.. Artık biraz büyümüşüz abimin çok güzel mavi bir bisikleti var bakarken bile gözlerimiz ışıldıyor. Abim önüne beni alarak sürüyor bisikleti ve ben bunun mükafatı olarak dayak yiyorum babannemden, kız dediğin bisiklet mi sürermiş falan.. 5.sınıfız kapıda kuzenimle ve onun arkadaşlarıyla ip atlıyoruz hololop mıdır nedir şu bellerde çevrilen çemberden yapmışız tellerle onunla oynuyoruz babannem çıktı dışarıya beni dövecek kapının önünde oynuyorum diye hem de kızlarla ve kızların oyunlarını.. Var gücümle evin karşısında yer alan mezarlığa koşuyorum babannem de arkamda, yakalanıyorum tabi. Neyse ki şanslı günümdeyim babannemi durdurmaya komşunun oğlu Ahmet abi yetişiyor.. vefatından bir iki yıl çnce görmüştüm Ahmet abiyi, hep il dışında diye göremiyorduk "Piiciğim baya büyümüşsün seni en son hatırladığımda babannenin elinden kurtarıyordum" Allah sana gani gani rahmet eylesin Ahmet abi çok şükür fiziksel şiddet bitti psikolojik olanına da bakacaz.. 6.sınıftayım bayram hazırlığı yapılıyor, babam kadayıf almış tatlıcıdan mutfakta duruyor. Her mutfağa gidişimde gözüm kayıyor ama cesaret de edemiyorum bayram öncesi yemeye. Neyse bir çatalla en azından köşesinden tadına bakayım dedim hem aklım kalmaz. Bakarken yakalandım tabi. Babannem benim korkulu rüyam.. "Sen ne berbat bir kızsın bu evde insanlara yiyecek bir lokma bile bırakmadın domuz gibi yiyip duruyorsun bayrama yapılan hazırlığı da şimdi yemesen olmaz mı + edebimin yazmaya izin vermediği bir sürü küfür."Sonra çekmeceden çıkan, kadayıfla doldurulan ve benden 3 yaş küçük erkek kardeşimin önüne babannemin eliyle konulan tabak.. O gün bugündür tatlı şeyler yemem kadayıf baklava pasta sütlaç fark etmez ne evimde ne de misafirlikte.. 8.sınıfta sol gözümde miyopluk da baş gösterince gözlükler geri geldi. Dedim ya dersleri iyi bir öğrenciyim diye hiç faydasını görmedim zaten orası ayrı da Fen lisesini kazandım. Hırla başla ders çalıştım desem yalan olur ama yapabiliyordum işte, dersi dinlemek yetiyordu yapmama. Velhasıl lisede çalışmak istedim gerçekten daha 9.sınıftayken inek denmesini hak edecek seviyedeydim, teneffüs aralarında üst sınıflara soru çözdürmeye giderdim, sınıftaki kızlar sevgili yapma merakında ve ben öyle olmadığımdan ucube muamelesi gören biriydim zaten. Babamın hediye ettiği şimdilerin oversize dediği genişçe bir hırkam vardı kapüşonlu, kapüşonunu kafama geçirir ya okulun arka bahçesinde bir başıma otururdum ya da üst sınıflardaki iyi öğrencileri kovalardım sorular için. 10. Sınıfta değişti her şey.. okulun açıldığı ilk ay gece 1 2 gibi biten bir çalışma programım var dersin başındayım saat 1 daha. Odadayım odadan salona giden tek şey anahtar değilinden sızan ışık. (ev sobalı oda buz gibi, odadan salona soğuk hava gitmesin diye kapının altını bir bezle kapatmış babannem) son bir tarih testim kalmış bitirip uyuyacağım, 9da uyumuş olan babannem uykusundan uyanıyor. Işığı görüyor ve başlıyor. "Gerçekten ders mi çalışıyor sanki, kim bilir odada ne halt yiyor da ders çalışıyorum diye bizi kandırıyor, sanki elektrik faturasını o mu ödüyor da bu saate kadar ışık açık + fantazi dünyanızı fazlasıyla renklendirecek envai çeşit küfür" Dayanamadım açtım kapıyı "Babanne odaya camdan birini aldım istersen sen de gel beraber görelim işimizi" dedm kapıyı da ışığı da kapattım. O günden sonra bir daha elime ders kitabı almadım odanın ışığını akşam 10da kapattım ama ben zifiri karanlıkta 3e 4e kadar oturdum. Öncesinde karanlıkta bahçedeki lavaboya gitmeye korkan ben şimdi karanlıklar prensesi(!) olmuştum.. Karanlıkta kalmak gerçek manada psikolojimi bozmuştu, eve girerken bir gün karşımda ipte asılı kendi silüetimi görünce hiç iyi olmadığımı da anlamıştım. Okulda da derslerimdeki düşüş konuşulmaya başladı, o aralar böbreklerde de taş var hastalığıma bağladım geceleri ağrıdan çalışamadığımı falan söyledim, dönemi zar zor teşekkür belgesiyle kapattım. Ve artık 9da bana takılan lakabı tamamen hak ettiş biriydim ; Yalnız kovboy.. insanlarla anlaşmaktan hiç sorun yaşamayan ben komple karanlığa alışmış durumdaydım artık.. lise hayatım boyunca montu dahi olmayan dersleri ve karamsarlığa arasında boğulmuş o kız çocuğuyum ben. Servisle okula gidip geliyormuşum babamın bana aldığı hırka yetiyormuş monta ne gerek var diye aldırmadı babannem. Lise son sınıfta babam tıp için bastırmaya başladı aile fertleri dayılar teyzeler herkes tıp da tıp diyor ama benim 10-11 kayıp sene o kadar eksik ki ne tıpı üniversite gelse öp başına koy diyeceğim zaten tıp da istemiyorum, pdr istiyorum ama babam gelse de göndermem hiç ümitlenme diyor. Sınava girdim çıktım sayısal sıralama 33k , eşit ağırlık 19k gitmeyeceğim diyorum nasılsa tıp,diş,eczacılık gelmiyor pdr de babam göndermem demiş bekliyorum öyle.. tercihler başladı babam tercih kılavuzunu önüme fırlattı memlekete yakın ne kadar matematik öğretmenliği varsa yazacaksın dedi. Yalvardıysam da dinletemedim ben de yazdım matematik öğretmenliğini ama en başa yakın değil de uzak olan Konya'yı yazdım , ilk tercihim de geldi zaten.. evden uzaklaşmak inanın ilaç gibiydi tek derdim ailemi özlemekti. Küfürler hakaretler baskılar yok.. tatillerde eve gelmek istemesem de el mebcur geliyorum. 2.sınıftayım yaz tatilinde eve gelmişim. Komşunun daha önce kaçarak evlenip sonrasında boşanıp gelen kızını aile üniversiteye yollamış kız üniversitedeyken tekrar başka kocaya kaçmış. Babannem karşımda oturuyor " kim bilir sen de Konya'da ne kah****likler yapıyorsundur da bizim haberimiz yok" bunu da sineye çektim. Arkanızda duran evladına başkasının kötü davranmasına müsade etmeyen bir anneniz babanız yoksa bir yerden sonra inanın siz de susuyorsunuz.. Neyse evden uzaklaşmanın tadını almışım ya atanıp gidecem dedim kafama koydum bir kere. Üniversiteden mezun olduğum yaz evde yemekte konu açıldı babannemin beni dövdüğünden falan bana yalancı ve iftiracı olduğumu beni dövmediğini söyledi ben de insanların hala bana babannemden dayak yiyip yemediğimi sorduğunu onların da mı yalancı olduğunu söyledim 9 ay konuşmadı benimle, aynı evin içinde 9 ay yok saydı beni.. hastalandım ateşten gece yarısı sayıklarken odanın kapısını açıp karşımda kıvranmamı izledi annemlere haber bile vermedi.. neyse iyi kötü mezun oldum çok şükür mezun olduğum sene de atandım, ailemden farklı bir ilçeye. İlk işim göz doktoru için iyi bir hastaneye gitmek oldu. Tabi öğrendiğim şey gözümdeki tembelliğin düzelemeyecek seviyede olduğu, ameliyatla şaşılıktan kurtulabileceğimi ama sağ gözümün görmesinin tam düzelemeyeceği falan. Ameliyat masraflarında da bir kuruş babamdan almadım bilmediğim bir şehre tek başıma gidip her şeyi tek başıma halledip döndüm. Eve girdiğimde gözüm sargıdaydı bir hafta sonrasında teli elime aldığımda babannemin cümleleri "parayı çar çur etmekten başka ne hatfa yarıyorsun ki senin gözündeki sorun hep telefondan , oğlumun parasını ameliyat falan diye boşa harcadın" oldu ona da sustum. En azından kendi evim olacaktı, okulun açılmasına az bir süre vardı. şimdi 5 yıllık bir öğretmenim kaza bela olmazsa 19 gün sonra düğünüm var ve ben yine uzak diyarlara gideceğim. Şimdi hafızadan girip buradan çıkmak saçma gelecek belki ama inanın yazmasam delirecektim. Sırf yazabilmek için sözlüğe üye olmuştum zaten.. Bu arada babannem hala bizimle yaşıyor, kısmi bir felç sonucu konuşmakta bazen zorlanıyor ama iyi durumda, birçok şeyi de benden istiyor, şimdi de gidip tansiyonunu bakıp ilaçlarını vericem falan. İyi hafıza beni burada zorluyor işte. Yaşlıdır, hastadır bize muhtaçtır yardım edeyim diyorum ama bütün bunlar da aklımdan çıkmıyor.. Neyse sözlük ahalisi sürçülisan ettiysek demeyeceğim beşeriz elbet şaşmışızdır, her ne varsa affola. Kalın sağlıcakla..
    0Allah yaşadığın o zorlukların mükafatını verecek sana, o babaannenin de belasını/cezasını... Bak ne güzel aile kuruyorsun her şey çok güzel olacak, umarım yoldaşın gerçekten yoldaş olur sana ve hiç yarıyolda bırakmaz, çok güzel şeyler hakediyorsun umarım bundan sonra hep çok mutlu olursun - cokyoruldum 04.08.2020 11:41:04 |#3887261
    0Ya ben onu anlamaya da çalışıyorum çok zor şeyler yaşamış, 88 yılında bir taziyeye gitmiş eve döndüğünde 13 yaşındaki oğlunun taziyesi kuruluymuş, oğlu evinin içinde asmış kendini.. Ama ben böyle bir acı yaşasam tüm çocuklara dört elle sarılır koruyup kollardım ama o sadece erkek çocuklarına besliyor bu sevgiyi biz kız çocuklarının durumumu yukarıda belirttiğim gibi. - piiisayisi 04.08.2020 18:53:18 |#3887950
    0Kolay değil yaşadıkları onun da ama size yansıtması yanlış. Emin’im pişmandır şimdi. - cokyoruldum 04.08.2020 22:57:55 |#3888739
    butun yorumlari goster (6)
    ... diğer entiriler ...