içilen o kadar bira yüzünden sıkıştım sağa sola bakıp nereye yapabilirim diye düşünüyorum fazla da uzaklaşmak istemiyorum parktan neyse karşıya geçtim park etmiş kamyonlardan birinin arkasına işedim geldim. biraz daha sohbet ettik inanın ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum o kadar büyülenmiştim. kalkalım dedik giderken ben gene kamyonun arkasına geçtim işedim kemeri sıkarken bi baktım yolun ortasında bi tane köpek bulmuş onunla oynuyo birkaç saniye durdum işte ya dedim işte istediğim aradığım insan. tarif etmeye kalksam edemeyeceğim bir güzellik. o akşam kaldığı yurda bıraktım. birbirimize teşekkür ettik çok eğlendiğimizi söyledik bir daha görüşelim dedik vedalaştık. sonraki günlerde gene görüşmeye yazışmaya devam ettik. tam bir hafta sonra gene buluştuk bir yere gittik o akşam bir şeyler olacağı belliydi bana bakışından hareketlerinden artık zamanı geldi diye düşündüm oturduğumuz mekanda pek kimse yoktu saat de 11 civarı falandı. ben içime bir şey düştüğü zaman onu yapmadan duramam hoşlandığıma emindim ve soylemem lazımdı. tuvalete gittim geldim masaya oturur oturmaz hislerimden bahsettim ondan hoşlandığımı çok güzel olduğunu falan klasik şeyler. ilk o gün elele tutuştuk onun için çok hızlı ilerliyordu herşey ama benim açımdan normal bir zamanlamaydı çünkü flört dönemini hiç sevmedim sevmem. sonra hayatımın en güzel 10 gününü geçirdim. okul ile ilgili bir durum yüzünden sabaha kadar ekip halinde çalıştığımız halde ben daha fazla çalışıp bir gün sonrasında 1-2 saat de olsa onu görmeye gidiyordum. her gece titizlikle yazılmış uzun günaydın mesajları atıyordum sürekli ufak sürprizler vs. oyle büyük bir sevgi patlaması yaşıyordum ki elimden gelse kalbimi söküp al sende dursun diyecektim allahtan yapamıyordum da çikolata alıyordum neyse. dediğim gibi herşey güzel giderken bir akşam gene buluşacağız. hanımefendi hep geç hazırlandığından kapı onunde beklemeye alışmıştım beklerken bari çiçek alayım dedim. papatya sevdiğini biliyordum bir demet papatya aldım yanına da damak antepfıstıklı.