sosyal medya yasası

ilk gündeme çıktığı zamanlar okumuştum, şimdi bir daha göz gezdirdim acaba yanlış bir şey mi okudum diye ama hayır, hala aynı. söz konusu yasa güncellemesi seni beni onu, doğrudan ilgilendirmiyor arkadaşlar, evinizde oturduğunuz yerden sırf size özel yasa çıkarılmamış yani, bir şeyleri şikayet ederken bari en azından neyden şikayet ettiğinizi biliyor olun. bu düzenleme tamamen sosyal medya sağlayıcılığı üzerine hazırlanmış. diyor ki, kişilerin internet ortamında etkileşim almak için yazı, metin, resim, ses vb içerikler paylaşmasına izin veren siteler “sosyal medya sağlayıcısı” adı verdiğimiz gerçek, tüzel bir kişi atamak ve bunu bize bildirip, teyit etmek zorunda. 1 milyon kullanıcısı olan bir site en az 1 tane sosyal medya sağlayıcısı yetkilendirmek zorunda. aksi takdirde şu kadar süre vakti var, sonrasında şu şu yaptırımlar, ardından şu şu yaptırımlar olacaktır. yani konu sosyal medya dediğimiz platformları daha çok ilgilendiriyor, kendilerine muhatap bulabilmek için çıkarmışlar bu yasayı. yeni bir şey de değil bu çok uzun zamandır gündemde vardı böyle şeyler. zararlı ve hukuka aykırı bir içerik söz konusu olduğu zaman btk’nın doğrudan ulaşarak içerikler hakkında yaptırım,işlem uygulatabileceği gerçek bir kişi olacak. bizi ilgilendiren kısmı şu. tivitır’a girip saçma sapan bir hesap açıp birilerinin anasına bacısına sövdüğüm zaman, hükümet beni bulmak isterse “sosyal medya sağlayıcısı” olarak atanan kişi benim bilgilerimi ona iletmek ya da yazdığım şeyleri kaldırmak gibi yetkilere sahip olacak. hükümet bu konumda birisi olmasını zorunlu hale getirdi. ha belki sizin gibi algılayamıyorumdur olayı ama gündemde dönen şikayetler kadar garibime gitmedi bu durum. esas şikayet etmesi gereken kişiler internet sitesi sahipleri. zira onların karnı ağrıyacak bu mevzu doğrultusunda. insanların salak salak yazdığı, yayınladığı içerikler yüzünden yaptırım yiyebilecekler, kısıtlanabilecekler, yüksek külfetli para cezalarına maruz kalabilecekler vs.. her neyse, dediğim gibi. beni çok enterese etmedi bu, en azından herkesin isyan ettiği şekilde. neticede tavrım duruşum belli, yarın bir gün birilerine çaldığı için hırsız dediğim zaman sırf bu yasa yüzünden kapım daha kolay çalınabilir hale gelecekse gelsin, bana koymaz. küfür, hakaret ve terbiyesizlik sınırlarına riayet ederek yine bildiğimi gördüğümü yazmaya devam edeceğim, kendimi filtrelemeyeceğim yani. bu yasadan önceki gibi devam edeceğim yaşantıma. ne yazdığından emin olmayanlar düşünsün bunu. benim derdim değil. ayrıca sözlük yönetimi yıllarca söyledi, hukuki yönden başınız ağrır diye aha resmi olarak çıktı işte. hatta sizden önce bizim başımız ağrıyacak bu tarz durumlarda. sabah şafak operasyonu ile pascal’ın kapısını kıracaklar, şu yazarların yazılarını kaldır diye.