bugün
yenile

    hak edilmeyen ne varsa yaşama rezaleti

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    merakımdan soruyorum, hak etmediğiniz kanısına nasıl vardınız? başlamadan, iki bölümden oluşan bir şey karalıcam. yani şimdilik kafamdaki kaba taslağın gidişatı bu yönde. kalem bizi nereye götürür bilemiyorum ama. ilk bölüm olan yarak'la giriş yapıp, ikinci bölüm olan kürek'le ortalığı topluyorum. . yarak sizler kendilerine tapanlardansınız. para, zaman, akıl, vicdan ve insan harcamak konusunda tereddütsüzsünüz. nefsinize kulluk ediyor, gün içinde yüzlerce kez kendinize yalan söylüyor, tüm benliğinizi kandırıyorsunuz. sizinle beraber o yalanlarınıza inanmayan başkalarını kendinize uzak buluyor, onlara durduk yere cephe alıyorsunuz. inananları safınıza çekiyor ya da onların saflarında yer ediniyorsunuz. eliniz kabzada, parmağınız tetikte. ateş etmeye muhalif arıyorsunuz. belirlediğiniz düşmanlar var; varoşluk, kezbanlık, çirkinlik, rezillik, fakirlik.. tek derdiniz bunlara bulaşmamak. bunlarla aynı yolda yürümemek. ve fakat farkında değilsiniz, olmak istemediğiniz şeyden kaçmak isterken aslında o şeye doğru koştuğunuzun. size bunu ikaz edenleri de sevmezseniz :d sevmeyin, biz yine de söyleriz; madam, varoşları yererken onlardan daha da varoşsunuz! görmezlikten geldiğiniz her şeyin size bir faizi var. siktir çektiğiniz dilenci çocuk, haberini görüp fav'layıp paylaşmaktan başka bir şey yapmadığınız mazlum, hızlı hızlı ölen doğa. hepsinin ahı var! bugün gözünüzden sakındığınız tüm gerçekleri yarın götünüzden sakınamayacaksınız. içim bu hususta çok rahat. en basitinden, ilan ediyorum; davanız sizi satacak! puhahahah!! . sizler olmak istediği yerde olmak istediği insan olamayanlarsınız. bunu bir türlü kabullenemeyecek kadar dar sineli, bundan utanacak kadar çapsız ve bunu kendinizden bile gizlemek için sahtekarlığa başvuracak kadar da acizsiniz. çareyi kostümler giymekte buluyor, çeşitli hilelere başvurarak o "adam" kılığına giriyorsunuz. ne vermek istediğiniz intibadaki kadar cazip, ne de bahsinizin geçmesini istediğiniz kadar; komik, eğlenceli, güzel, kültürlü, çevik, seksi ve dahasısınız. yarattığınız etiketçi aciz dünyanın ekmek yiyen tarafında olmak tek gayeniz. ibret saçıyorsunuz! . sizler kavramların içini boşaltanlardansınız. mizah yapıyorum ayağına yavşaklık yapıyor, ülke yönetiyorum ayağına onun içine ediyor, iyilik yapıyorum ayağına vicdanınıza sus payı veriyorsunuz. dokunduğu her şeyi değersizleştiren cenabet ellerinizi, nasıl bu kadar güzel, bu kadar yaşam vaat eden güzide şeylere yöneltmek istiyorsunuz çözemiyorum. hiç mi arlanmıyorsunuz? sizler görünmez olmadığının farkında olmayanlardansınız. ben bile sizin tüm çarpıklıklarınızı gözlemlerken siz nasıl gözlemleyemiyorsunuz bilmek istiyorum. allah'sız olduğunuz hükmüne de buradan varıyorum. zira allah'ı olanın düsturu olur. oysa bakıyorum sizin bünyede yürek de kafa da tam takır.. . sizler en aşağılık maskelerin bile yüzünüzle muhatap olmak istemeyeceği kadar yoldan çıkmışlardansınız. hakkınızda iki kelam etmeye bile değmez. bu yüzdendir ki; dünya yok olduğunda uzayın başka bir noktasında tüm tarihimizden haberdar bir uzaylı, burası için "bir zamanlar orada insanlar vardı. artık yok. iyi ki yok..." demekten başka bir şey demeyecek. o kadar değersiz, zararlı ve işe yaramaz mahluklarsınız. size en hak ettiği değeri sizden olmayan verecek. ya da sizin ondan olduğunuz.. yani kısacası; ben size bok demem, boklar duyar ar eder. bir zerreniz düşse boka, onu da mundar eder. ... kürek neden bunları yazıyorum? kendimi her şeyden ayrıştırmam, bir şeyler üzerinden aidiyet oluşturmak istememle başladı. tüm seçenekleri denedim, deniyorum, deneyeceğim. şimdiye kadar çıkan sonuç; ben sizlerden biri değilim. soyumuz bir. dilerim sonumuz ayrı olur. itiraf etmek gerekirse her mukayesede sizlerden ayrı çıkıyor olmaktan yoruldum. bencillikle alakası yok bu sonuçların. öyle olsa bile; ben böyle bir bencil olmak istemezdim. yani hem sizin yüzünüzden, hem de bu şekil. ne yapsam olmuyor. "geliştirdiğim duyarlılıkların alayını toplasan; kanadını kanattığım tek bir serçe yavrusunu iyi etmiyor." . ben sizler kadar birçok şey değilim.. birileriyle iletişim halinde olmak için kırk takla atmıyor ya da birilerinin bir şeylerini istismar etmiyorum. siz ya tutumlarınızın lağım kokan taraflarının farkında değilsiniz ya da daha kötüsü bile isteye bu kadar adisiniz. size karşı ettiğim ihtimamı hayal dahi edemezsiniz. çünkü sayın amına koymadıklarım, kaleyi gördüğüm her pozisyonda müthiş sol ayağımlan gelişine yabıştırsaydım alayınızın lakabı kova yaşar'a çıkmıştı. böyle yapıyoruz diye bile şanımızı ofsayt osman'a çıkarttınız. oysa onca pozisyonda size gol atsaydım şimdiye kral olmuştum. her iki manada da. uzun bir süredir umurumda olmamanıza rağmen, istisnai durumlarda bazılarınızın rahle-i tedristen geçmesini de sağlıyorum. ve evet, o ilmi kendimde görüyorum. zira karşımda sizin gibi aptallar olunca o gömleği giymeye layık oluşum daha da kolay oluyor. iyi ki varsınız lan. siz olmasanız ne yaparım? çelişkili olmamanızı beklemiyorum artık. çünkü başka türlü yaşayamazsınız. şu ana dek var ettiğiniz şahsiyetler, koca bir çelişki kümülatifinden başka bir şey değil. bir çoğunuzun dün ne olduğuyla bugün ne koktuğu da bu yüzden ortada. evet evet, ortada. biliniyor. unutulmuyor da. ama çoğu zaman bunun farkında bile değilsiniz. tam da bu yüzden bazen haddinizi aşıyorsunuz. olmadığınız zamanların ve konumların edebiyatını yapıp, bilmediğiniz insanların mazi mastürbasyonunu yapabiliyorsunuz. tuhaf. esasen "taşıyıcı" olduğunuz bilgileri bize satmaya çalışırken "bilgin" kılığına bürünmeye çalışmanız da cabası. çoğu zaman o konulara dair tartışamamanızın sebebi de bu. sunduğunuz şeyler sizin eleğinizden hiç geçmedi. bahsini ettiğiniz şeylere en çok siz yabancısınız ama ne hikmetse en aşina sizmişsiniz gibi rol kesmeye çalışıyorsunuz. ilginç. şu hayattaki en sağlam varlık kendinizmiş gibi yaşamanızdan da bıktım. götü kalkıklar için "sen hiç sert kayaya denk gelmemişsin..." derler hani, bazısı en azından bunun farkındadır. siz bunun da farkında değilsiniz. neden şansınızı zorluyorsunuz? ihmal. yani kısacası; tanrı sizin hamurunuzu, necasetle yoğurmuş. ananız sizi sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş. not: katil olmanın sevap olduğu bir dünya istiyorum...
    ... diğer entiriler ...