bugün
yenile

    fyodor mihailoviç dostoyevski

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Stefan Zweig kendisi için şöyle yazmış; "Dostoyevski'nin bıraktığı ilk izlenim daima dehşet duygusu olmuştur, ikincisi ise yüceliktir." ... --- spoiler --- "...O günlerin yoğun sis perdesinin ardından yavaş yavaş bir şeyler şekillenmeye ve korku ile esrimenin karışımından doğan puslu ve hülyalı durumdan nihayet ilk yazınsal eseri olgunlaşır: Ünlü kısa romanı İnsancıklar... 1844 yılında, 24 yaşındayken, yalnızların en yalnızı olan Dostoyevski, 'ateşli bir tutkuyla ve evet, neredeyse göz yaşları içinde' bu ustalıklı eseri, bu insanlık çalışmasını yazmıştır. Bu eseri en derin utancı olan fakirliği yaratmıştır aslında; en yüksek kudreti, ızdıraba olan sevgisi, sonsuz merhameti de kutsamıştır onu. Yazılı sayfalara şüpheyle bakar bir süre. Sayfaların arasında kaderine yöneltilmiş bir soru olduğunu, bir karar verilmesi gerektiğini sezinler ve sonunda güç de olsa, el yazmasını gözden geçirmesi için yazar Nikolay Nekrasov'a emanet etmeye karar verir. İki gün herhangi bir haber çıkmaz Nekrasov'dan. Geceleri evinde bir başına oturup düşüncelere dalar, gaz lambası sönene kadar çalışır durur. Sonra bir gece, saat sabaha karşı dörtte kapı zili hiddete çalınır. Nekrasov, şaşkınlık içinde kapıyı açan Dostoyevski'nin kollarına atılır, onu kucaklayıp öper ve coşku içinde alkışlamaya başlar. Nekrasov, el yazmalarını bir arkadaşıyla okumuştur. İkili gece boyunca sırayla birbirlerinin okumalarını dinlemiş, zaman zaman alkış tutup ağlamış ve sonunda ikisi de dayanamamıştır: Gidip Dostoyevski'yi kucaklamak istemişlerdir. Gece vakti çalan bu kapı zili, Dostoyevski'nin şöhretinin yeşermeye başladığı ilk andır. Bu iki dost, sabahın ilk ışıklarına kadar ateşli sözlerle mutluluğu ve esrimeyi paylaşır onunla. Sonrasında Nekrasov heyecanla Rusya'nın en güçlü eleştirmeni Belinski'nin kapısını çalar. El yazmalarını bayrak gibi sallayarak, "Yeni bir Gogol doğdu," diye seslenir daha kapıdan. Böylesine büyük bir coşkuya hiddetlenen şüpheci Belinski, "Sizin buralarda Gogol'lar mentar gibi bitiyor zaten," diye homurdanır. Ancak ertesi gün Dostoyevski onu görmeye gittiğinde bakışı tamamen değişmiştir. Şaşkına dönen genç adama büyük bir heyecanla, "Bu yazmalarda ne yaratmış olduğunuzun farkında mısınız siz?" diye bağırır. --- spoiler --- "Dostoyevski: Yalnızlığın keşfi" - Stefan Zweig
    ... diğer entiriler ...