Tesadüf bu ya az önce, bir arkadaşımla konuşurken bir an bunu düşündüm.
Yaklaşık bir yıl sonra, birliğimde askerliğimi yapacaktım ve -kuvvetle muhtemel- ailem dışında bekleyenim olmayacaktı.
Yani, izinlerde görüşmeyi iple çekeceğim, gelecekte çocuklarıma da gösterebileceğim nostajik mektuplar yazacağım, uzun uzun konuşacağım, hayaller kuracağım, kokusunu özleyeceğim; ansızın ziyaretlerde bulunacak, zayıfladığımı düşünüp zorla yaptığı börekleri yedirecek, özleyecek, üzülecek, belki de aklı hep bende olacak biri olmayacaktı. Zaten buna alışkındım. Yani, bu konuda pek yüzümün güldüğü söylenemez. Neyse.
Artık olsun da istemiyorum. İyi böyle. Öyle birine de ihtiyaç duyduğum söylenemez. Yıllar yılı, hayatıma ciddi kimseyi alamamam sanırım bunun en büyük ispatı. Böyle dedim ya, kesin altı ay sonra biri çıkar karşıma.
Belki gerçekten bu bir zorunluluk. Sevmek ve sevilmek ihtiyacı. Belki de insan bazen varlığına birileri şahit olsun istiyor. Bilmiyorum. Neyse ki beni yalnız bırakmayacağını düşündüğüm dostlarım var. Bakalım kaç tanesi gerçekten dostummuş?
Hehehe. Siz de unutmayın, arada dürtün. Hatta aynı şehirde olduğum olursa, görüşelim. Ailedeki asker emeklileri, muhtemelen yedek subay olacağımı söylüyor. Size yemek ısmarlarım.
Ya da vazgeçtim ya.
anın görüntüsü başlığına sinekkaydı traşlı, üç numaralı fotoğrafım düşsün istemem. Kendimi öyle hiç sevmiyorum.
Edit:
abi çıldıracağım yemin ediyorum aklımı oynatacağım 10 dakikada nerden nereye geldik amına koyayım müthiş oldu gerçekten ya