bugün
yenile

    yerin dibine girilesi anlar

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Banyoda mahsur kaldım. Hem de saçma bir şekilde. Fatih adında bir arkadaşım var. Biz bu çocukla güzel anılar biriktirmek için bir takım mallıklar yapardık. Aslında yakın bir arkadaşımın kuzeni ama bizim arkadaş grubuna zaman içinde eklemlendi. Benden 3 yaş küçük. Bir gün ani bir kararla antalya'ya gidip çalışma kararı aldık. Hiç hesapta yokken, tamamen öyle estiği için. Lükse bak mk. Fatih, yerinde durmayan, kafayı kızlarla bozmuş, birini elde edince ötekine takan bir tip. En büyük takıntısı dış görüntüsü. Arada sırada tişörtün hiç yakışmamış diyip bütün gününü bok edebiliyorum o kadar takık. Bense ağır abi tadında takılıyorum ama bir o kadar da eğlenmeye bakıyorum. İşe başladık, etrafı kolaçan ettik, nasıl daha az çalışıp daha fazla zevk alırız hesaplar yapıyoruz. Benim otelde pertim çıkıyor bu malın da restorantta. Sultangazi'den de yeni çıkmışız kıllı bıyıklı kız yok neredeyse cennete düşmüş gibi bir his var içimizde. Daha ilk günden zıvanadan çıkma belirtileri gösteriyoruz. Otelde odamızın önünden geçen hatunların parfüm kokularını, hava akımı oluşturup odaya sürekleyecek kadar abazanız. Kendi çapımızda eğleniyoruz. Ağır abiye bak mk. Bu mal daha 3. Günden geldi, mumyax bizim fazla kıllarımızdan kurtulmamız lazım dedi. Sebep diyorum abi baksana biz şort giyince menekşeye plaja giden konfeksiyon işçilerine dönüyoruz diyor. Ben de ara ara istenmeyen kıllarından arınan biriyim malum  görüntü kirliliği gibi geliyor. Hem urfalı olunca tüy değil kılların oluyor.  Tamam dedim fatih bende makina var onunla alırız. Olamaaaz olamaaaz kesinlikle olamaz Konuyu bu şekilde halledicez sanıyorum ta ki bu akşam elinde 4 paket hamam otu tozuyla gelene kadar. Fatih bu ne? Hamam otu? Ne yapıcaz bununla? Bacak ve göğüs kıllarımızı alıcaz? E makina? O güzel almıyor bunu kullanınca kökünden alıyor. Sen daha önce kullandın mı bunu? Hayır ama arkadaşım kullandı. Bak işe yarar mı bu boşuna gitmesin? Sen rahat ol. Ne olur ne olmaz, nedir ne işe yarar, nasıl kullanılır diye bir Google amcaya danışayım dedim. Okudukça başıma iş mi alıyorum diye düşünmeye başladım. Berbat bir kokusu var, eski dönemlerde saraylarda kullanılmış, kokusuna fazla maruz kalınca zehirlenme riski var üstüne bir de vücutla uzun süre temasında yanıklar oluşturabiliyor. Amk tüy dökücü toz değil hitlerin kimyasal silahını okuyorum sanki. İçimden bir ses bildiğinden şaşma diyor başka bir ses de ne olabilir ki diyor. Hani şu inception'da di caprio, karısının aklına bir fikir yerleştiriyor, bu karısında saplantı haline geliyor ya benimki de o hesap. Herif kökünden niye almıyoruz diyip kaçtı resmen, orada da amacına uygun kullanılması gereken bir şey var çünkü neden kullanılmasın ki. Benim otelde öğle araları kafamı dinleyebileceğim 2-3 saatlik bir boşluğum var. O boşlukta bu işi kökünden halledeyim dedim. İçeri geçip hamam otu tozlarından iki paketi aldım. Normalde bir paketi yeter yazmasına rağmen ben çok olsun kolay olsun sığlıktaki bir fikirden ikisini birden suya karıştırdım. Anadan üryan soyunup sağa sola nerde kıl gördüysem yapıştırıyorum. Hesapta işlem bittikten birkaç dakika sonra suyla sıyırıcam kılları. Lanet oda bir kokuyor bir kokuyor böyle çürümüş ceset kokusuyla boklu derede yetişmiş menekşe kokusu arası bir şey. Pencereyi açmıyorum biri görecek diye hem nasılsa biticek birazdan. Odanın içinde Rönesans dönemi isa tasvirleri gibi geziyorum. Bir yandan da derime baskı uyguluyor hafiften katılaşırken. Neyse vakit geldi şu pislikten kurtulayım dedim musluğu bir açtım o ne Su yok??? Baba su yokk. Normalde antalya'ya gitme kararımda en büyük etkenlerden biri birkaç ay öncesinde yaşadığım psikolojik buhran. Bir ara her gün hastanedeydim. Doktorlar bir teşhis koyamayıp anksiyeteyi yapıştırmışlar. Olur olmadık şeylerde panik oluyorum. Hiç iyi değil psikolojim. Aklıma zehirlenme riski geliyor tırsıyorum odadan çıkma eğilimleri gösteriyorum ama bu halde de çıkılmaz. resmen ölümümü bekliyorum. Gidip camı açıp camın orada durma kararı aldım. Aklıma saçma sapan şeyler geliyor böyle tuz ruhu amonyak karışımından dolayı ölen ev hanımları falan. ölümle aramda birkaç soluk zaman kalmış gibi İyice tribe girmişim. Suların gelmesini bekleyemem. Aradım bu yavşağı başladım küfretmeye. Arada kendime de saydırıyorum. Ne oldu abi diyor, olayı anlatıyorum ardından Çabuk bana iki bidon su getir diyorum. Fareler ve insanlar romanında arkadaşının başına sürekli bela açan lennie small kahkahası atıyor piç. Amk yamuk burunlusu ya başıma hep iş açtı bugüne kadar. toz da fazla katılaşmış, güç bela çıkıyor. Bir yandan suyun anca yetişeceğini diğer yandan bu kokudan nasıl kurtulacağımı düşünüyorum. İçeride sinirden bitimi sikicem resmen. 2 saatlik zaman dilimi bitmiş beni bekliyorlar aşağıda. İçeride lanet bir koku, üstümde hamam otu karışımı, bacağın biri tertemiz öbürü batık. Ben bıraktım bütün işlemi kahkaha atmaya başladım. Çünkü birazdan aşağıya indiğimde duş alamamış olduğum için kokarca gibi gezinecem etrafta. Anlamasın kimse diye bi kot giyip, banyoyu o pis koku ve suç aletleriyle öyle bırakıp aşağı inmek zorunda kaldım. Bir yandan bacağım yanıyor 40 derece sıcaklıkta ve kotla öte yandan gören tiksiniyor kokudan anasını sikeyim ya. Su geldi sonra. 1 saat sabunsuz duş aldım iki kimyasalı karıştırmamak için. ardından rahatladım biraz. Ertesi gün bacağımda kızarıklıklar olmasına rağmen denize girip bronzlaşıp amele yanıklarından kurtulduğumu hatırlıyorum.
    ... diğer entiriler ...