babanın istenilen şeyi satın alamaması

kötü bir durumdur. biz küçükken babam bir apartmanın kapıcısıydı. var gücüyle çalışır bize babalık yapardı. hayatıma dair olumlu ne varsa ondan öğrendim. o apartmandaki çocuklarda bisiklet görür bisiklet isterdim, alamazdı. yüzü düşerdi. almanya'da bir şirketin ceo'su olan birisi çocuğuna gameboy almıştı. o kadar hoşuma gitmişti ki gerçekten benim olmasını çok istemiştim. babamın alamayacağını bile bile istemiştim bir ümit. alamadı tabii ki o zamanın parasıyla belki de bizim aylık yemek masrafımıza denk geliyordu. babamdan istediğim o şeyleri bugün düşündükçe kendimden utanıyorum sözlük. belki bana yatlar, katlar, arabalar bırakamadı ama ondan hayata dair hiçbir paranın satın alamayacağı çok güzel görüşler miras kaldı bana.