bugün
yenile

    the dark knight

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Bir keresinde filmin başındaki sekansta aklıma takılan bir detaya bakmak için çok alakasız bir saatte açmıştım filmi. Farkında olmadan bütün filmi tekrar izlemek durumunda kalmıştım. Öyle bir film bu. Kendi janr'ında daha iyisi pek mümkün değil. Bir kere film acayip yoğun bir film. Öyle böyle değil. Neredeyse tek bir boş sahnesi yok. Es geçtiği hiçbir şey yok. Filmi izlerken kendimi masa tenisi maçında topu takip eden bir kedi gibi hissediyorum. Aslına bakarsanız tek bir filmde 3 ayrı film işleniyor ve bunu bu kadar başarılı ve pürüzsüz bir şekilde kotarabilmek mükemmel bir iş. Zaten Cristopher Nolan'ın dünyanın en karmaşık temalarını çocuk oyuncağı gibi anlatabiliyor olmasını ve konularını aptala anlatır gibi anlatarak genel izleyici kitlesine kendini kabul ettirdiği halde yine aynı genel izleyici kitlesinin kendisini çok zeki hissetmesini sağlamayı da başarmasını bir türlü aklım almıyor. Bu çok kendine has bir başarı. Bak yine filmden koptuk Nolan'a kaydık. Olsun kayalım. Misal interstellar filmi izafiyet teorisi gibi bir teoriyi aptala anlatır gibi anlattı. Ama filmden çıkan herkes filmi anlayabilen küçük bir azınlığa mensup olduğuna inandı, özünde anlaması çok zor bir filmi anladığını zannetmeye başladı. "Hacı böyle bir film var ama beyin yakabilir" diye birbirine önerenler oldu bu filmi. :D Ve bu manipülatif sinema dilini Nolan çok iyi başarıyor. Yanlış anlaşılmasın bu bir negatif eleştiri değil. Aksine takdir. Nolan'ın filmlerini izlerken filmin sonunda kendimi iyi hissedeceğimi bilerek izliyorum çünkü bunun için bu şekilde çekiyor bu filmleri. Çok iyi. David lynch filmlerini izlerken mesela sinir krizleri geçiriyorum. Karnıma ağrılar falan giriyor. O da insanı gerçekten aptal gibi hissettiren, insanı çok yoran ve örseleyen bir sinema diline sahip. Birbirilerinin alternatifi gibi gözükseler de her iki sinema dili de zenginliktir ve ayrım yapamıyorum. Vadettikleri ve talep ettiklerim değişiyor sadece. Sinema bu yüzden güzel bir şey zaten. Neyse ben filme geri döneyim. Her şeyden önce film kesinlikle kendisini ciddiye almıyor. Bu bazıları için hatalı bir çıkarım olarak görülebilir ama bana öyle geliyor. Bu hikayenin kendisini ciddiye alarak çekilmiş hali geçen yıl çekildiği için bunu daha rahat söylüyorum: (bkz: the Joker) Film birçok noktasıyla karikatürize bir film. Bazı yan karakterler çok fena karikatürleşiyor. Çizgi roman damarından bahsetmiyorum. Ama Nolan bunu niye yapıyor ki? Çünkü nihayetinde tayt giymiş, yüzünde komik bir maskesiyle hor hor konuşan, kendini yarasayla özdeşleştirmiş bir adamın hikayesi bu film. Bence Nolan bunu bu yüzden yapıyor. Taytlı bir spider man'in "büyük güç büyük sorumluluk gerektirir" diyerek kendisini çok üst perdeden ciddiye almasına karşın çok küçük nüanslarla kendisini ciddiye almayan bir filmi izlemek bana daha derli toplu, daha samimi bir niyet gibi geliyor. Ama burada yine ilginç bir detay var. Çok ama çok yavan temalarda, çok sıradan çok düz filmlerde bile bazen yönetmenlerin dünyanın en büyük sırrını paylaşıyormuş gibi bir atmosfer hazırlamasına şahit oluyoruz. Film öyle ihtişamlı hale geliyor ki kendi alt metninin karikatürü gibi duruyor film. Bu kadar tantana yaptığına değdi mi yani diyorsun ilk bakışta. Heh işte bu film bunun tam tersi. Kendi içinde o kadar büyük konulara, çatışmalara değiniyor ve tamamen felsefi problemleri masaya yatırıyor ki anlatım tekniği açısından ilaveten ihtişamla dikkatleri dağıtmaya gerek görmüyor. Filmin tartıştığı konular zaten yeterince büyük konular. Bütün bunları büyük bir ciddiyetle anlatmak yerine hafiften kendisiyle de alay eden yarı ciddi bir tonda insanın algılarını zorluyor. Bu bir fikir işte. Batman karakteri gerçek bir süper kahraman değil, Joker diye birisi yok, gerçek dünyada Gotham gibi bir atmosfer yok, gerçek dünyada Harvey Dent gibi bir savcı da yok. Nolan bu karakterlere inanmamayı tercih ediyor bence. Ama bu materyalleri kullanarak çok gerçek sorular soruyor. Bu şekliyle yani filmdeki karakterlere inanmayarak filmin meselesini daha çok sahipleniyorsunuz. Filmdeki problemler, Batman'in ikilemleri, Harvey Dent'in dönüşümü, Joker'in soruları Gotham'ın değil bizim problemlerimiz oluyor. Film bir amaca hizmet ediyorsa buna hizmet ediyor haliyle. Neyse işte. Aklıma geldi yazayım dedim. Çok güzel bir film gerçekten. En çok aklımı çıldırtan mesele filmin kendi içindeki zamanlama ve tansiyon yönetimi. Çok dinamik bir film. Yoğun ama sıkıcı olmayan bir ritmi var. Bence gayet sofistike konuları işlerken bu kadar doğru bir timing yakalamak ve dehşeh bir ritim tutabilmek Nolan'ın en büyük başarısı. Tenet isminde bir filmi çıkacaktı. Korona sağ olsun vizyon tarihi askıya alındı. Umutla bekliyoruz bakalım.
    2Başını okuyup artı verdim biraderim. - patiklipenkuenn 28.05.2020 02:35:47 |#3791647
    ... diğer entiriler ...