Erkek lisesi mezunuyum ben. 24 öğrenci, bir de hoca, 25 sap...
Dönem yeni başlamış. Girdik sınıfta. Duvarda bir yağlı boya tablosu. Sınıfın iki yanı cam. Yeni boyanmış duvarlar falan. Stor perdeler, güneşlikler... Ortam süper.
Bir ay içinde tabloyu yaktılar, multimedya sistemini bozup pencerelerin açılma mekanizmasını kırdılar. Duvarlara yazı yazıp, güneşliklerin anasını sikip, storları parçaladılar. Kapıyı ve sıraların bazılarını kırdılar. Ya bakın abarttığımı sanacaksınız ama, adamların sınıfın ortasına sıçmadığı kaldı. Hoş, belki yapmışlardır da benim haberim yoktu. Amına koyduğumun sınıfına iki tane at bağlasan, yemin ederim bunlardan az hasar verirdi.
Hepsini geçtim, öğle aralarında zar atarak kumar oynuyorlardı okulda. Amına koyayım, ilim irfan yuvası değil de, Teksas sanki siktimin yeri. Bir ara biri bokunu çıkartıp yeşil örtüyle iskambil kağıdı getirdi. Zaten dönen muhabbetlerin haddi hesabı yok...
Ben mi? Beni kimse sevmediğinden genelde pek sınıftakilere katılmazdım. Ama izleyip eğlenirdim o zamanlar, yalan yok.
Kız olsa böyle olur muydu, sanmam. Belki biraz utanırlardı.
Şimdi kadınların varlığı için neden allah'a ürettiğimi anladınız mı?