aylar önce kendisi için; "her siyasetçi muhakkak bir noktada ya da bir noktadan sonra yanlış(lar) yapar. bunun farkında olduğum için kendisine öyle gelişi güzel kapılmıyorum." demiştim.
bugün bu tedirginliğimi haklı çıkarttı;
link
mevzu bu kadar hassas bir konu olunca kimsenin gözünün yaşına bakmam, eleştiririm.
kendisinin atladığı husus şu ki; bu normal bir kayyum değil.. adamlar orada belediye imkanları sayesinde sözde özerk yönetim antrenmanı yapmaya kalkışıyorsa, kendilerine -resmi belediye başkanlarına ek olarak- sözde eş belediye başkanları atıyorlar ve onlara itibar ediyorlarsa, üstüne üstlük oradaki halkın buna boyun eğmesini ama kolay yolla ama zor yolla sağlıyorlarsa; kayyum atanması şart oğlu şarttır.
hiç öyle demokrasi, halkın iradesi gibi gibi mavallar okumasın kimse. oradaki demokrasi ve halkın iradesi orayı bu hale getirdi zaten. ki kayyumdaki tutarsızlıklara laf edene kadar, orada yapılan demokrasi ihlaline neden laf etmiyorsun diye sorarlar adama? "eş belediye başkanı" nedir lan?
tamam atılan kayyum anormal. tamam kayyum tarafı daha devlet adabını, halef-selef uygulamasını, atatürk selef olduğunu ve selefin her zaman solda olduğunu bile bilmiyor. hatta yüksek ihtimalle oralara atılan kayyum, bilmem kimlerin cebini dolduracak. ama en azından oradaki maddi gelir, manevi üstünlük ve hakim yetki alenen teröristlik yapan onun bunun çocuklarına kalmayacak. akp bu durumda daha önce hiç olmadığı kadar kötünün iyisidir. zira hdp gibi vatana alenen kurşun sıkmaz, sıkanları kanatlarının altına almaz.
hocamın da dediği gibi; devlet kimseye "sen terörist kılıklısın, partin de zaten mimli; sen aday olma." demez. adaylığına da izin verir, seçilmesine de. ne zaman ki ilgili şahıs kuralları ve kanunları aşar, ihlal yapar, devlet o zaman gereğini yapar. devletin tanımı budur.
not: mansur yavaş > ekrem imamoğlu..