bugün
yenile

    kafa

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bu ayki sayısında celil nalçakan'ın yazısı çok hoşuma gitti, normalde bir dizi oyuncusundan asla beklenmeyecek derinlikte şeyler yazmış, eğer böyle devam edecekse kitap çıkarması isabetli olur, zira kitapçılar iki tweet atıp bir kaç bin fav alan edebiyat katillerinin "kitaplarıyla" dolu. satır aralarından cımbızla çekip alınacak çok cümle var yazıda, ben çok ama çok beğendim ve okurken hüzünlendim, malum sebepten, siz de beğenirsiniz diye tahmin ediyorum. buyrunuz; kaç kadeh kırıldı* (prolog) şimdi usulca ellerini arkanda, beni terk ederken kurduğun cümleleri, her zaman söylediğin yalanların bir miktar üstünde, şarkımızı aklında, yeni sevgilini muasır medeniyetler seviyesinde tut... sonra, görebileceğim bir şekilde, kalbimi yavaşça yere bırak ve -canımın içi- ayaklarınla vurarak kendinden uzaklaştır... bir delilik yapma sakın... sakin ol! sakin olursan, benden başka kimsenin canı acımaz ve hepiniz buradan sağ çıkarsınız... hiç ölmemeni diliyorum bir yandan, bir yandan izlemek istediğim tek şey senin intiharın... herkese öl bana yaşa gibi bir sapıklık esasen aşk... diktatörlük, kabul edilmiş esaret, toplama kampına gönüllü başvuru, en ucuz gecelerin en pahalı pişmanlığı, işkenceye razı gelmek, ağlamaya tebessümden fazla kıymet vermek... aşk; sadece bir insanın hem şiiri, hem şairi olmayı kabul etmek kadar tok, bir sokak köpeği gibi aç... aşk; hakeme para yedirdiğin halde, kendi sahanda, bilerek isteyerek kaybettiğin maç... (itiraf) - **burası harika olmuş bir miktar mahvoldum okurken** bir türlü şekil almayan saçların geldi gözümün önüne durup dururken... hayatım kadar dağınık saçların... lanet olası saçların... ne kadar benziyor içinden çıkamadığım, dünyamın merkezine giden çaresizliğe... hayatıma devam edebilmek için seni bir bütün olarak unutmam gerekirken, her parçan, paramparça ediyor beni. tüme varacağım tüm yollar, hatıralarınla tıkanmış. teki kaybolmuş çorap gibiyim, sensiz hiçbir işe yaramıyorum. uyuduğumda, senli kabuslar görmeye dayanamadığımdan, sigarayı sigaraya, kahveyi rakıya, geceyi güne bağlıyorum... gel gör ki; siktiret birlikte dinlediğimiz şarkıları, ben artık izmir marşı'nda bile sana ağlıyorum... (intizar) ben de senin kadar gerçekleri görüyorum... görüyordum... görüyor muyum? farisi'de, bir nokta yer değiştiğinde, madde, manaya evriliyor, göz "kör" oluyor... nerden baksan kör ediyor beni aşka dem vuran bu cehalet. (sessizlik) bir de şey var... nerden baksam tutarsızsın, neresinden bakarsan bak, bu aşk ahmakça!
    1sayfa 23 son paragraflar -orbita tüm dillerde diye başlayan kısmı- oku. - sessizdeyimdünya 23.06.2017 21:39:53 |#3684166
    1"hayat denilen cüsse, siz ne kadar hayal ediyorsanız tam da o kadar." çoktaaan okudum :) - brucewayne 23.06.2017 21:42:58 |#3684882
    0aynen . tam da o kadar. - sessizdeyimdünya 23.06.2017 21:47:47 |#3684947
    ... diğer entiriler ...