bugün
yenile

    eski sevgiliye mektup

    46
    +
    -entiri.verilen_downvote
    bok sevgilim… meğer benim yabancı dile karşı ilgim varmış da ben bilememişim aşkım. dün değil evvelsi gün can sıkıntısıyla evde otururken dünya dillerinde merhaba nasıl söyleniyor ona baktım internetten. hırvatça’da bok merhaba demekmiş. görüldüğü üzere boktan bir dil bence bu hırvatça, neyse. o değil de insan yalnız kalınca çok farklı yeteneklerini fark ediyor biliyor musun? dilimi burnuma değdire biliyorum mesela, sonra kulaklarımı oynatabiliyorum, dilimi dirseğime değdire biliyorum… (yine internette bir yazıda gördüm, insanlar dilini dirseğine değdiremez ve bu yazıyı okuyanlar bunu okuduktan sonra denerler yazmışlar. ben gurur meselesi yaptım. valla imanım gevredi yapıncaya kadar kolum çıkıyordu.) yav internet kurdu oldum resmen. bak şimdi hayatımın anlamı; i̇nsan gözleri açık hapşuramıyormuş, kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazlaymış (ben de diyorum tevekkeli neden sevmiyorum bu sebzeyi), erkeklere yıldırım çarpması olasılığı kadınlara göre 6 kat daha fazlaymış (yeminle yağmurda dışarı çıkmamaya özen gösteriyorum artık )… yani gerekli gereksiz ne varsa okuyorum anasını satayım. genel kültür mü vakit kaybı mı düşünmüyor değilim. bu arada aklıma gelmişken nasılsın? güzelliğin yerinde duruyor mu? ah sende şu güzellik yok mu.. hangi kitapta ele alınan bir konudur? hangi literatüre mensup o güzellik? hangi coğrafyada görülebilir, o coğrafyanın bilet fiyatları nedir? (biliyorsun biz üç kuruşluk adamız. o üç kuruşta ya bizim gibi muhteşem bir ikili olan çay-sigara parası oluyor ya da sigara-çay. benim gibi adamların hayatında her bok sabittir sadece sıralaması değişebilir. örneğin; kalktığında ilk yüzünü yıkarsın sonra gider işersin ya da gider ilk işersin sonra yüzünü yıkarsın. kısacası değişen bir bok yok.(ulan parantez içine parantez açılır mı bilmiyorum da çok uzun oldu.) her neyse.). gittin gideli tuhaf oldum iyice. “bunlar hep senden ötürü a ayşe.” diye absürt bir cümle kurmamaya özen göstermeye çalışıyorum. çünkü senden beklenilen bir usulde “ulan ayşe kim?” diyebilirsin. ah senin şu sol kanattan kalbime doğru top ayağında deparların yok mu.. beni benden almasın da ne yapsın? öne doğru çıkış yapsam ayrı dert yapmasam da ayrı dert. her seferinde topu ağlarımda görmüyor muyum zaten? zaten sen bu yüzden hep üstünlük sağlamış vaziyette değil misin? robben'in maymun ettiği casillas gibi oluyorum karşında. dilim tutuluyor, elim ayağıma dolanıyor, bir o yana bir bu yana şaşkın misali atlıyorum. zaten ben neye elimi uzatsam kuruyor, neyi sevsem yok oluyor keza +7 dediğim maç 0-0 bitiyor. senin yok olman gibi, benim bitmem gibi bir şey işte. sen giderken çok kayıp verdi bu şehir, bu semt. i̇nsanlar yok oldu, yağmurlar yağdı, her yer bana ağladı. kalemler silah oldu, seni yazdım. seni vurdum ! sana yakın olma dileği ile kendimi de her sözcüğün darağacına astım. eğer rızan varsa göz kapaklarına gömülmek isterim. göğüs kafesinde hapis de kalabilirim. i̇çtiğin sigaranın yedinci dumanında, küllü sarı saçlarında saklanırım. belkide kulağına küpe olurum. bir daha kul hakkına girmezsin.
    3gökhan töre de bi zamanlar öyleydi kardeş ama sonra bak ne oldu yerine babel geldi daha verimli babel. törenin esamesi okunmuyor - buz gibi gol amk 21.06.2017 11:45:07 |#3676688
    0i̇ddiaya da başlanmış - imperio 21.06.2017 12:13:01 |#3676698
    ... diğer entiriler ...