bugün
yenile

    dan brown

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    --- bu yazı öznel eleştirilerden oluşmaktadır --- Eleştirilere geçmeden önce yazar ve eserleri hakkında kısa kısa bilgiler vermek istiyorum. Amerika'lı Dan Brown'ın babası matematik profesörü, annesi ilahiyat müzisyeni, büyükbabası mason ve eşi sanat tarihçisi/ressam. Bu kadar uç noktaların ortasında doğmuş adam, bence büyük çaplı bi kültür şoku yaşamıştır. Ama bu durumun en büyük getirisi, romanlarına entelektüel birikimlerini yansıtması olmuş. Şimdi eleştiriyi anlayabilmek için okuduğum birkaç romanı hakkında küçük notlar aktarayım size. İhanet Noktası romanında, uzaydan geldiği iddia edilen meteorun üzerinde gelişmiş uygarlıklara ait fosiller bulunduğu şüphesiyle uzayda hayat olabilir mi sorusu ana tema olarak işleniyor. Da Vinci Şifresi kitabı en çok bilinen kitaplardan birisi zaten. Kitapta İsa ile ilgili birtakım tarihi sırlara yer verilmiş. Evlenmiş ve soyunun devam etmiş olduğu komplosu.. Son Akşam Yemeği adlı freskte, İsa'nın yanında duranın Havari Yuhanna değil, Magdalalı Meryem olduğu iddiaları vs. Daha detaylı bilgi için (bkz: Hz. isa evli miydi) (#1458701) Melekler ve Şeytanlar adlı kitabında da illüminati adlı gizli kardeşlik örgütünden bahsediyor. Ambigram (düz ve ters okuyunca ayni kelime okunması )üzerine kurulu bir gerilim romanı. Ambigram örneği için Dikkatimi çeken husus, kitaplarının neredeyse tamamının komplo teorileri üzerine kurulu olması. Uzayda yaşam, illüminati, NASA, Opus Dei ve Sion gibi tarikatlar, dini sırlar... Adamın Amerikalı olması da şaşırtmayan bir detay. Brown, günümüz insanlarının zayıf noktasını yakalamış ve oradan yolunu bulmuş. En basitinden kahvehanelerde bacak bacak üstüne atıp sigarasını tüttürürken göbeğini kaşıyan, dünya düzdür desen inanacak amcaların dahi "Yaa ikiz guleleri amariga kendi patlattı olum, biliyom ben" dediği bir ülkede ve hatta dünyada; insanların merak duygusunu alevlendiren konular üzerinde durması belki de başarısının temeli. Adam zeki arkadaş, zayıf noktayı bul ve eşele. Bir profesör ve ilahiyatçı oğlu, sanat tarihçisi kocası, mason torunu olarak da bu merak duygusunu tetikleyen teorileri bulmak ve onları entelektüel birikimiyle süslemek zor olmasa gerek. Bir başka zekice davranışı da bu teorileri ilk kez ortaya çıkarmış olan kendisiymiş ve adeta içlerinden biriymiş de şimdi sırlarını ifşa ediyormuş havası vermek. Aslında biraz araştırılsa bulunacak teorileri gerçekten hoş bir kurguya bir dantel gibi işleyerek okuyucuyu şaşırtıyor. Üstelik bunları öyle ince bir detay üzerine kuruyor ki.. Romanlarında neresi kurgu neresi gerçek, ne kadarı aslı olan bilgiler anlamak mümkün değil. Adam hayal ile gerçek arasındaki o ince ip üzerinde adeta dans ediyor, e haliyle bizler de "vay anasını be ne çok şey biliyor, muazzam" diyerek ağzımız açık okuyoruz. Bölüm bitmeden kitabı elden bırakmayan bizlere güzel bir oyun oynuyor, her bölüm sonunu öyle bir yerde bitiriyor ki iki dk bakayım dediğin kitap, bir bakmışsın eline yapışmış. Sayfaları hunharca çevirirken buluyoruz kendimizi. Akıcılık dediğimiz şey de bu zaten. Dan abimizin komplo teorileri üzerinden ve merak duygumuzu manipüle ederek bizi kukla haline getirmesi her ne kadar acımasız bir gerçek olsa da, adam işi çözmüş ve açıkçası mükemmel yazıyor. Gerilim romancısı olarak bilinse de ben romanlarında hafif bir fantastik kurgu izleri de buluyorum. Özellikle Dijital Kale adlı teknogerilim romanında. Her neyse diyeceklerim bu kadar. Bahsettiğim komplo teorileri üzerine Devriksekiz'in açıklayıcı bir entrisi var. Okumanızı tavsiye ederim. (#1467923)
    2wow fevkalade bir eleştiri, bende böyle bir yazı yazmayı düşünürken lafı ağzımdan almışsınız :) - istanbuller 07.03.2017 14:35:13 |#3206900
    1teşekkür ederim :)) - mavi papatya 07.03.2017 14:36:10 |#3206935
    3emeğine sağlık. ++ - muhalif 07.03.2017 17:14:05 |#3207260
    ... diğer entiriler ...