saniyelik salaklıklar

evet anlatıyorum. kantin sırasında bekliyorum, kantinci o kadar yavaş ki, ön taraftakiler yerimi satıyorum alan var mı dese, 20 liraya alıcı bulur. o kadar yavaş. neyse bekle babam bekle, 10 dakikayı geçti anca yaklaşabildim ön tarafa. sıkıntıdan sağa sola bakıyorum, bi de arkama bakıyim dedim. bakmaz olaydım. su yeşili gözler, dalgalı kahverengi saçlar, 'burnu fındık, ağzı gayfe fincanı' bi kız. i̇lk şoku atlattım, dönüp tekrar baktım hala yerinde, tam arkamda, muhtemelen içinden 'şu mal yürüse de biz de alacağımızı alsak' diyerek bana bakıyor. göz göze gelince daha bi garip oldum, hülyalara dal çık yaparken polis sireni gibi bi ses geliyo yandan 'evet ne istiyosunuuzzz' ikinci tekrardan sonra dedim muhtemelen bana sesleniyo bu siren. döndüm, bizim uyuz kantinci, suratında zorla limon emdirmişler gibi bi ifadeyle bana bakıyo. dönüp kıza tekrar baktım, saniyelik bi kararla 'yok ben bi şey almicam' diyip çıktım sıradan. evet o sıradan. kantincinin 'allah allah manyak mıdır nedir' leri, benim güzel gözlümün şaşkın bakışları arasından sıyrılıp uzaklaştım ordan. ve bu olayı derste arkadaşıma anlattım, kızı bulmam lazım çok güzeldi, evlenirim falan diyorum. 'harbiden çıktın mı lan sıradan' diyo. vizyonumuz dar bizim vizyonumuz. not:kızı daha sonra bulup tanıştım, başka bir başlıkta onu anlatırım.