iki tanımı var.
1- birey olmayı başaramayan, bu sebeple karakter olarak zayıf insanların ihtiyaç duyduğu gruplaşma şekli.
ya da;
2- birlikte vakit geçirmekten keyif alan insanların güzel zaman geçirmek için birbirleri ile etkileşime girmesi.
peki bu kadar zıt iki tanım arasındaki farkı belirleyen ne ?
kesinlikle sınırı bilmek, sınırı bilmek, sınırı bilmek.
eğer bu olayı az insanla tutup sürekli yapıyorsan 1'sin. olabildiğince çeşitli kişilere yayıp belirli aralıklarla uyguluyorsan 2'sin.
konu tamamen bu.
kimse size sözlüğe put gibi girin kimseye bir şey demeden çıkın demiyor. sadece yapılması gereken durucağın yeri bilmek.
misal son olayı ele alalım. baştan aşağı hata. çocuk kıza yazdı mı yazmadı mı bilmiyoruz. elde kanıt yok ama kimsenin de durduk yere böyle götünden bir şey uyduracağını sanmıyorum. tamamen ortada bir hadise ama kitlesel bir hareketle bir anda karşı tarafın eline veriliyor. düşünülmeden yapılan bu harekette biz grubuz her türlü yeneriz düşüncesi hakim. lakin sözlüklerde o işler öyle yürümüyor. eğer çocuk yapmışsa böyle bir şey size ne kadar dua etse az. ancak böyle sıyırırdı ve sıyırdı. şu noktada kimseye siz böyle diyorsunuz demeye hakkınız yok. yapmanız gereken ders almak ve bundan sonrası için kendinizi doğru ifade edebilmek ama alınacağını sanmıyorum.
şurada hala eleman gelmiş aslanın kaplansın çok güzel yazmışsın diyor. yahu güzel kardeşim ne gerek buna şimdi. kız ne güzel ifade etmiş kendini niye durduk yere antipati topluyorsun. tamamen gereksiz. en çok zarar yine kendinize, yapmayın bunu.
tabii bir diğer mevzu ve en istemediğim şey bütün kankacılıgı bu arkadaşların üstüne yıkmak. sözlükte tek işi nick altı girmek olan 4 harfli palyaçolar varken bu arkadaşların yaptığı çölde bir kaç damla su. şimdi açık bulunca her sopayı bunlara vurup, sözlükte tek gayesi nick altı kasmak ve nick altı girmek olan boş tenekelere bir şey dememek ağır ikiyüzlülük. bunu da hatırlamakta fayda var.