jartiyer

eski çağlarda sadece görkemli fahişelerin giydiği iç çamaşırları göğüsleri yukarı kaldırmak, kalçaları vurgulamak ve vücutları daha alımlı göstermek için giyilmekteydi. eski yunan kadınları dişiliği vurgulamak için korse giyerken, romalı kadınlar üstleri oturan dar, taşlı, jartiyeri andıran kemerler giyiyorlardı. o dönemler henüz kışkırtıcı çamaşırlar yaygınlaşmamıştı ama erkekleri etkilemek için kendine has seksapelitesi bulunan iç giyimler yaygındı. jartiyer henüz jartiyer olarak giyilmediği dönemlerde, dişiliği simgelemek için belin biraz altında bir çeşit kemer görevi görme amacıyla kullanılıyordu. işlemeli kumaşlarla mahrem bölgelerin sarıldığı sonradan fantezi iç giyimde yer alacak giysiler kullanılmaktaydı. ortaçağ'da iç çamaşırı şimdiki zamanlarda olduğu kadar popülerdi. kadınlar farklı bir cins olduklarını ve dişiliklerini göstermek için iç çamaşırını fetişizm unsuru haline getirmişlerdir. böylelikle başta jartiyer olmak üzere birçok çamaşır çeşidi erotik bir unsur olarak kabul edilmiştir. fransız mühendis ve mimar olan gustave eiffel (eyfel kulesi'nin tasarımcısı) karısının ağrıyan bacağı için jartiyer'i icat etmiştir. karısının ağrıyan bacağı için beline bağladığı bir kuşakla başlayan hikaye, kuşağı çoraba tutturmak için düğmeler tasarlanmasıyla son bulmuştur. kadınların elde ettiği hak ve özgürlüklerle değişen zaman jartiyeri de mutasyona uğratmıştır. gereksiz ağırlıklardan kurtulan moda daha hafif hale gelerek kalın çorapların yerini ipeklere bırakmıştır. 1930'larda erotizm kendini en çok çorapların bittiği yerle külot arasında kalan o büyülü yerde, bir kadının bacak bacak üstüne attığı anda ya da arabadan indiğinde o ince ten çizgisinde gösterilmekteydi. kadın iç çamaşırlarının minimuma inmesi modacıları ve üreticileri düşündürmeye başlamıştı. geçici bir gerileme dönemine giren fetişizm için tasarımcılar ilhamlarını geçmişten almaya karar verdiler. dantelli iç çamaşırları ve bunları süsleyen jartiyerin askıları daha nazik hale gelerek kadınların bütün yapan bir parça olmuştur. aynı dönem "vamp" ve "femme fatale" kavramının çıkması da dişiliğin çizgilerini daha keskin hale getirmiştir.