kimse bilmez ama geçen hafta ziyaretine gittim. oturduk öyle sözlükten muhabbet ediyoruz. bu bir ara kafasını öne eğdi anladım hemen bir derdinin olduğunu. sorunca pek bir şey demedi. ben de dayadım rakıyı. yarım saat içinde 70lik bitti. ben 4. dubledeyken başladı anlatmaya.
m: abi be ben ne kadar iyi olmaya çalıştıysam hep suistimal edildim.
l: olur öyle delikanli. sen doğru bildiğin yoldan şaşma.
m: çok güzel hayallerim vardı. hepsi suya düştü.
bu son cümlesi çok dokundu. aldım dedemden kalma tüfeği.
l: al ulan git sana yamuk yapan kim varsa sık kafasına. hiçbiri senden önemli değil.
m: yok ben kimsenin canını alamam. allah'ın verdiği canı ancak allah alır.
l: bekle 2 dakika
o arada gidip arabadan flaş diski aldım. içinde 5 parça vardı. rakı masasına en güzel giden tam 5 parça var içinde.
l: al bunu. pcye tak çal şu müzikleri.
m: tamam abi
ilk şarkı müslüm gürses'ten. ikinci ve üçüncü şarkı neşet ertaş'tan, dördüncü şarkı zeki müren'den beşinci şarkı da ahmet kaya'dan.
biz dinlerken kardeşim daha da bir efkârlandı. bana onun nick altında daha önce girdigim linkteki karikatürü gösterdi.
(#1054439)
m: abi neden bu karikatür?
l: en son ne zaman seviştin?
m: bunun konumuzla ne alakası var?
l: soruma cevap vericek misin?
m:benim gerçekte öyle biri olduğumu mu düşünüyorsun?
l: senin hakkında ne düşündüğümü öğrenmek mi istiyorsun?
m: evet.
l: karikatürde ilk olarak ne çekti dikkatini?
m: yine sikemedik.
l: asil dikkat etmen gereken buluşmaya giden adamın bir amaç için gitmiş olması. bu hayatta olmanın bir amacı var. ben bu flaşa bu parçaları atarken bir amacım vardı. sen de kendine bir amaç bulmalısın. inandığın değerler uğruna olmasa da bir amacın olmalı. bu sana bir dayanak noktası oluşturur.
m: bu gece uyumak yok gerekirse yarın geceye kadar oturur düşünürüm. kendime bir amaç bulmalıyım.
sabaha karşı sigarasını yakınca çakmak sesi ile uyandım. muhalif önünde dolup taşmış küllük ile bekliyordu.
l: uyumadın değil mi?
m: yok be abi ne uyuması.
l: buldun mu amacını?
m: buldum abi.
l: ne yapmayı düşünüyorsun?
m: zaten sözlükte herkes ile aram iyi yani beni seviyorlar. biraz daha zaman geçince alttan alttan 'sözlüğün yönetimi değişmeli, üst kadrolar çalışmıyor' diye diğer yazarları kışkırtırım. bir kaos olursa en ufak hatada hemen yönetime sallarlar o arada da ufak çaplı isyanı büyütürsek madridliden koltuğunu alır, pascal'ı medine'ye dilenmeye madridli'yi de inciye sürgün ederim. pascal ve madridli olmadan diğer modlar bana itiraz edemezler. ondan sonra sözlükte de istediğim gibi at koştururum.
l: dur şunu baştan ele alalım. senin iyi niyetini suistimal edenler varya he bak onlardan biri sen yönetim kötü dediğin an seni onlara ispiyonlar onlar yapmazsa da bundan bahsettiğin biri yapar. hadi diyelim bahsetmedi. kaos ortamında senin madridli'yi devirmen için onun hesabını hacklemen lazım. o da çok zor değil. ama pascal'ı unutuyorsun. adam sözlüğün alt yapısı ile üst yapısı arasında günde 5 defa mekkeyi tavaf eder gibi gidip geliyor. sen onu hacklemeden madridli'yi hacklesen de boş. o yüzden vazgeç sen bu sevdadan. biraz düz biri olmaya çalış.
m: bilmiyorum ya inan içimden hic ama hiç birşey yapmak gelmiyor.
l: kalk bi çay koyda devam ederiz. hem senin sesin de güzel onu da bir dinleriz.
dedikten 5 dakka sonra telefon çaldı uyandım.
rüya da olsa aklimda oluşan bir sima yok. ki bir şeyde goremedim..
günaydın.