hayatın acısını tatlısını görmüş olan erkektir. annesinin acı gözyaşları ile yıkanmış olan bir hayatı aynı göz yaşları başka bir şeye hitap ettirendir mesela. çünkü ancak annesinin gözyaşlarını içmiş olan adam bilir o mutluluğun tam anlamını. mesela kadını bilir o adam ona değer vermeyi bilir. annesini öperken ruhuyla, aslında kadını öper, kadınlığı öper.
kıskanır mesela ama çok değil neden bu güzel yemekleri o yapıyor da ben yapamıyorum diyerek kıskanır. onu överek gururunu okşayarak kıskanır. kadını kıskanır o erkek kırmadan incitmeden, sevdiğini anlatarak kıskanır. neden bu eteğin boyu bu kadar kısa diyerek değil rüzgar değmesin tenine diyerek kıskanır mesela.
özler mesela erkek. çok özler ama demez öyle ulu orta, gururundan değil gururu sevmez özleyen erkek, yastık altına koyar onu özlerken. askerdeyken annesini özler gibi özler mesela, az kaldı annem ağlama artık der ama telefon kapanınca kendi ağlar. içine içine özler içine içine ağlar sevilecek erkek. çünkü bilir,sevdiğine söyledikçe özlemini, o daha çok üzülür.
mesela çok güçlü olur o erkek; ama kas gücü değil karakterdir onu güçlü yapan. çünkü hiç bir kas kaldıramaz mesela bir annenin ağıdını; çocuğu onu dinlerken. karakteri onun perişan bedenine yatak olacak kadar güçlüdür erkek, sevdiğini, o yatakta huzur kahvaltısına uyandıracak kadar güçlüdür. ama eliyle değil, dudaklarıyla.
ve aslında...
bir kavgadır erkek. bir hak bir özgürlük kavgasıdır,gelecek kavgasıdır. yaralı bir serçenin ekmek kavgasıdır mesela. yuvasına götüreceği, hayatta kalma savaşıdır. annesi daha huzurlu ötsün diye... öyle ister çünkü o erkek, bilir ki kadın huzurlu oldukça etrafa yayılır. çünkü öğretir kadın çocuğuna; hayatı, ve insanı. bundandır kadını bitirme çabaları korkarlar çünkü. kadın gelecektir, yeni nesildir, erkek geleceğin kavgasını verir elbette, geçmişte kalanlara ithafen. işte bu yüzden yazılmaya çizilmeye konuşulmaya layıktır bu erkek, sevilmeye layık...