sa, uzun zamandır buralarda değildim, şunu sizinle paylaşmak istiyorum;
çamur
ben yaşarım ya nasıl yaşarım...
gözlerim topraktır benim,
islatmam, çamur olur.
hüznü kuru kuruya yaşarım.
kaşım kara, saçım kara, sakalım kara
ben denize en uzak yerde
dağların arasında
bir damla suyun şükrünü
cansuyu yapmakla eden
başağın sararışıyla yüzü kavrulan
ayazın vurmasıyla dudakları çatlayan
abdestini buz kesen çeşmelerde alan
toprağın kara göğsüne alnını koymuşlardanım.
gözüm toprak, kaşım toprak, alnım toprak.
alma beni denizine,
çamur olur, gömerim en güzel hazineni
gözlerinin derinliğine.
yeşil suyu, yaş ekini, beyaz zirveyi
sarı başağı, güneşi, iyi tanırım
bizim gökler bile mavi olmaz gözlerin kadar.
alma beni denizlere, çamur olurum.
saçım toprak, kaşım toprak, çamur olurum.
ben dağların en yükseğine,
ağaçların tepesine, köküne,
vurulmuşum karasallığın en ağır yerine
burdan alıp kıyılara katma beni,
topraktan kaldırıp gök gözüne alma beni.
gözlerin mavinin derinliği
aydınlık saatleri malum boğazın.
saçım çamur, sakalım çamur,
bulaştırma gözlerini, batarsın.
gün devrilir dağın başında o muhteşem manzarasıyla
uzaklaş benden, gözlerin kararmasın...
0
erdem beyazıtvari olmuş çok iyi helal olsun. - nabu 03.02.2016 10:23:32 |#3355092