bugün
yenile

    edebiyat

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    konularını sevdiğim ancak hocalarını birtürlü sevemediğim orta öğrenim dersi. edebiyatı sevdiren çok az hoca vardır. benim denk gelemediğim azınlık onlar üstelik. ismi lazım değil ama ben yine adını vermek istiyorum, havva hoca vardı. kadın hayata olan bütün kibrini, öfkesini bizden çıkarıyordu. devamsızlığın 20 gün olduğu lise 1 de 19,5 güne ait devamsızlık, edebiyat derslerinden kaçışıma aitti. 69,7 düştü sene sonu ortalamasında. "bir üst nota erişmek için 5 puana ihtiyacı olanlar kimler?" diye sordu hoca. parmak kaldırmadım. herkes görüştü etti. en son hoca bana döndü: "antipatik sempatik senin 69,7 görünüyor" dedi. "evet hocam" dedim. "anladığım kadarıyla not istemiyorsun" dedi. "dersine girmediğim bir hocadan not dilenmem hocam" dedim. 69,7 ile 3 düştü karneme. lise 2 de yine aynı kadın girdi dersimize. konular biraz daha keyifliydi bir de önceki seneden hocaya bilenmişliğim var. ilk sınavlardan sonra hoca notumu açıkladı: 95 "bak, çalışınca oluyormuş değil mi?" dedi. "hayır hocam" dedim. "istediğimde oluyor. kontrolün bende olmasını seviyorum" dedim. ama ne yapsa düşüremedi o sene notumu. velhasılı; bana edebiyatı sevdiremeyen kadına inat ağzımızı iyi laf yapar hale getirenlerde oldu mutlaka. başını Beşiktaş çekti. klasik tanımlara bakılırsa, benim bu dünyadaki tek ve gerçek aşkım Beşiktaş yaklaşanlar olmadı ama acaba dedirtenler oldu tabii. sonuç olarak bugün "şiir sevmeyen insana, kitap okumayan insana" istemsizce ikinci sınıf muamelesi yapıyorum kendi iç dünyamda. fakat bu benim edebiyat derslerinin kaçağı olduğum gerçeğini değiştirmiyor.
    ... diğer entiriler ...