bugün
yenile

    asosyal itiraf

    9
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Geçen yaz biriyle tanıştım sosyal medyadan. Kendisi ile ortak takip ettiğimiz bir sayfada tanıştık. Sonra bir süre mesajlaştık ordan whats app a geçtik. Neyse bu klişeleri geçiyorum. Kendisi benden 2 yaş büyük olduğundan yanlış anlamasın, aklına bir şey gelmesin diye abla diye hitap ediyordum. Yaklaşık üç ay konuştuk böyle. Evlilikten konu açıldı nasıl olduysa. Annem “evlen oğlum artık bak mesleğini de eline aldın, mürüvvetini göreyim” diyo abla ben şimdilik düşünmüyorum dedim. O da annen haklı evlen falan dedi ama gülücük emojileri havada uçuşuyor. Sonra bu şahıs evlilik konularını daha sık açmaya başladı. Hani haftada bir açılıyor konu sonra üç dört günde bir açılmaya başladı. Ben de istemediğimi söylüyorum. Ama bu sürecin tamamında ben kendisine sürekli abla diye hitap ediyorum. Neredeyse her cümlemde söylüyorum. Bir gün anlam veremediğim bir mesaj attı. Böyle sevgi, aşık olma, gönlünü kaptırma konulu. Ben gerçekten anlam verememiştim çünkü çok karmaşıktı yazdıkları. Açıklamasını istedim. Boşver falan dedi. Dedim zorlamayayım. Samimi olabiliriz ama ısrarcı olmak haddime değil. O gece yazdıklarının muhatabı ben olduğumu anlatan uzun bir mesaj yazdı. Neye uğradığımı şaşırdım. Hiç aklıma gelmeyecek biseydi. Normalde öyle her önüme gelene abla/ bacım diyen biri değilim ama kendisi muhafazakar olduğundan öyle hitap ettim ve ben o gözle bakıyordum hep. Başka türlüsü aklıma bile gelmedi. Dedim ulan osimdiasker şimdi ne bok yicen. Kendisi çok üzülmüş ve sıradan biriyle dertleşirken anlatılmayacak şeyleri paylaşacak kadar dökmüştü içini bana. Kafam çok karışıktı. Direkt olarak hayır demeyi düşündüm. Bu onu ne derece yıpratırdı bilmiyorum. Engelleyip hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etsem vicdanım el vermezdi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Kime nasıl anlatılır bilmiyordum. Kaldı ki kolay kolay oturup derdini anlatabilen biri değilim. Canımdan çok sevdiğim, öz abimden farksız olan ev arkadaşıma açtım mevzuyu. Kendisi benim insanları kirmaktan çok korktuğumu bildiğinden olayı ilk duyduğunda o kendisine has kahkahayı atarak sen yarra yedin Gardaşım geçmiş olsun dedi. Sonra ciddi bir tavırla bu işlerin çocuk oyuncağı olmadığını, bu yola girersem dönüşünde her iki tarafın da çok yıpratacağını hatta malum şahsin bu durumun hasarını atlatamayacağını söyledi. Bu arada bahsi geçen kişi gerçekten çok iyi birisi. Hani zaten konuştuğumuz süreçte oldukça iyi anlaşıyorduk. Neyse ev arkadaşım sağa sola çekmeden tüm kararın bende olduğunu söyleyerek omzumdaki yüke yük bindirip ise gitti. Ben göt gibi kaldım evde. Duvara bakıyorum boş boş. O gece cevap vermedim. Uzun uzun düşündüm. Yazdığı mesajda “bana kızabilirsin, benimle bir daha konuşmayabilirsin, ben sana abla demiştim sen nasıl böyle düşünürsün diyip engelleyebilirsin ama artık kaçamıyorum kendimden. Söylemem gerekiyor tutamam içimde.” demişti. Daha çok şey yazmıştı ama özeti bu mesajın. Ertesi gün ben büyük bir hata yaparak “hayır” dersem kendisini çok üzeceğimi düşünerek olumlu yönde cevap verdim. Devam ediyorum Bu olumlu yönde cevabım beni bi o kadar olumsuz yönde etkilemişti. Çünkü ben ne hissettiğimi bilmiyordum. Madem ortada böyle bi durum var, ben de artık ona göre hareket etmeliydim. Karşılıklı olarak kırmızı çizgiler konuşuldu. Her iki taraf da beklentilerini dile getirdi. Dediğim gibi bir yola girdiysem artık çocukça şeyler yapmak ya da olmazsa yollarımızı ayırırız demek gibi bir lüksüm yoktu. Tekrar söylüyorum kendisi gerçekten çok iyi biri. Allah yolunu bahtını açık etsin. Ama her iyi insan yol arkadaşı olur mu, bir ömür berber geçer mi aileler bu duruma nasıl tepki verecek ve daha önemlisi ben abla dediğim birine karşı bambaşka duyguları nasıl besleyeceğim soruları kafamda dönüp duruyordu. Kaldı ki kendisi güneydoğu Anadolu’nun bir ilinde ben kendisinden çok uzakta Kars’taydım. Bütün bu sorular yetmiyormuş gibi bir de uzak mesafe ilişkisi adlı sorun el sallıyordu bana. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan ev arkadaşım bu halimi görüyor ancak her zaman yaptığı şeyi yapmıyordu. Net bir yönlendirmede bulunmuyordu. Haklıydı da. Ne desin adam. Bu süreçte ben birdenbire aldığım kararla yanına gitmek gibi bir gaflette bulundum. Dedim ki oturup yüz yüze konuşalım böyle mesajla aramayla olmaz. Kararımdan bir hafta sonra cuma günü bir günlük yıllık izin alıp akşamına yola çıktım. 12 saat yol gittim. Pazar akşamı geri dönüp pazartesi sabah tekrar ise başladım. Orada kaldığım süreçte cumartesi ve pazar günlerinde toplamda 4-5 saat görüşebildik çünkü kendisinin vakti o kadardı. Oturduk yemek yedik, arada aklımıza geldikçe konuşuyoruz. Tabi yan yana oturma, el ele tutuşma, opusme koklaşma aklınıza gelmesin çünkü ne kendisi öyle biri ne de ben onu yapabilecek kadar normal değilim. Neyse biz esasında hiçbir verim alamadan vedalaştık ve ben Kars’a döndüm ve kafamda zibilyon tane soru var. Ben bu arada her zaman yaptığım gibi anneme bahsettim kendisinden. (Annem bu hayattaki tek varlığım olduğundan ondan hiçbir şey saklamadım) neyse annem başta pek sıcak bakmadı. Çünkü bizim örf adetlerimiz uyuşmuyor ve neticede sosyal medyadan tanışıyorduk. İkincisi ilki kadar önemli değil ama bunlar annemin o soğukluğundaki parametrelerden biriydi. Annemin bu tavrı beni o bok çukuruna iyiden iyiye sürüklemişti. Ne yapsam diye kara kara düşünüyordum. Biz bir konuda fikir ayrılığına düştük kendisiyle. Konu çok uzun olduğu icin anlatmayacağım. O kendince haklıydı ama dışarıdan bakan hiçbir göz benim haklılığımı da yadırgayamazdı. Bir akşam evde otururken ev arkadaşım işten geldi. Üzerini değiştirdi. Koltuğa geçti ve bana dönüp o kızla olmaz dedi. Şok olmustum çünkü bu birdenbire söylenecek bir söz değildi. Belliydi ki ev arkadaşım gündüzden bunu düşünmüş. Sonra başladı anlatmaya. Annemin sıcak bakmadığı konuları bildiğinden ilk önce onları söyledi. İleride patlarsa çok üzülürsünüz dedi. Konuştu konuştu ve en son “bu işin oluru yok kardeşim, eğer olsaydi sen bugüne kadar bu halinden kurtulmuştun,” dedi ve kesinlikle haklıydı çünkü ben hala aynı sorularla kafamda savaş veriyordum. Benim için mesleğini riske atan, her türlü desteği esirgemeyen ev arkadaşım benim kötülüğümü düşünüyor olamazdı. Kaldı ki onun tek lafına memuriyetimden istifa edip sokakta mendil bile satarım. En nihayetinde bir kaç yalandan sebeple asla içimdekileri anlatamadan yollarımızı ayırdık. Kendisi arayıp söylememi istedi. Ben kabul etmedim tabi daha çok canı yanmasın diye. O son arayışıydı zaten. Ben ise hala kestiremiyorum bu birlikteliğin bitmesinin sebebini. Ev arkadaşımın beni son derece etkileyen kararlılıkla o iş olmaz diyişinden mi, annemin sıcak bakmamasından mi yoksa benim o sorularla boğuşmamdan mi kaynakliydi yoksa bu sorunların hepsinin üst üste gelişinden mi oldu bilmiyorum. Tek bildiğim var. Bu durum onu çok üzdü ve benim yapabileceğim hiçbir şey yok
    2Bana kızabilirsiniz ama böyle şeyleri neden hep yarım bırakıyorsunuz ki? - lotuss 29.05.2020 21:08:53 |#3792965
    2Size kızmam ama sonunu yazmaya elim gitmedi. Açıkçası uzun olduğundan okunacağını da düşünmemiştim - osimdiasker 29.05.2020 21:19:13 |#3792497
    4Okundu, bence devamını da öğrenmeliyiz :) - cokyoruldum 29.05.2020 21:34:36 |#3792719
    butun yorumlari goster (12)
    ... diğer entiriler ...