bugün
yenile

    asosyal itiraf

    10
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Bugün aklımdan geçenleri yazacak başlık bulamadım. Hissettiklerimi koyacak hiçbir parçam kalmadığı gibi. Ha yeni başlıyorum güya. Oysa şimdiden bıktım, koptum bu hayattan da. Yeni şeylerden nefret eder oldum. Yolda yeni bir yüz görmek, yeni sesler, yeni şarkılar, yeni eşyalar, yeni saatler, yeni fotoğraflar, yeni kaldırım taşları. Sonra mesela kentsel dönüşüm. Mesela yeni fikirler. Mesela yeni sokak lambaları. O sokak lambalarının ışıklarının üzerinde uzadığı asfalt yollar. Beni konfor alanımdan çıkarıp savunmasız bıraktılar. Eski yuvama dönmek istiyorum. Kimsenin sorgulamadığı varlığım öncesine, ötesine. Ne desem bilemiyorum, böyle cümleler birikir miymiş insanın nefes borusunda? Böyle çok içli içli burnumu falan çekiyorum ama itaat etmiyor parmaklarım tekrar kendimi döküp saçmama. Ne desem demek istediğim yolla kesişmiyor asla. Benim demek istediğimi kim ne yapsın Allah aşkına? Önemsizliğin tdk’deki karşılığıyım sonuçta. Özgürlüğümün anahtarını buldum galiba. Önemsizim. Haha bu kadar kolay mıydı ki? Kabul etmiştim de görünmez olduğumu. Bugün de öğrendim ki ben önemsizmişim. Ve bu sandığımın aksine acıtmadı, ağlatmadı da. Ağlayacak daha önemli işlerim var nasıl olsa. -- Çok anlamsız olacak ama insan başkasını gerçekten duyabiliyor mu? Yani biz burada konuşuyoruz sonra kuytu bi sokaktaki adam bağırarak şarkı söylüyor ya veyahut sevenler sarıldıklarına sevdiklerine hissediyorlar ya kalp atışlarını birbirlerinin. Hah işte onu gerçekten duyabiliyorlar mı? Duyabiliyor muyuz? Duyuyor muyum? Bence en gereksiz organ kulak. Bir de şöyle güzel şarkılar olmasa utanmadan vazgeçerdim. Al işte yine bencilliğim tutuyor. Sabahın 4’ünde insanın kendisinden başka, kendi sessizliğinden başka duyabildiği çok az şey oluyor. Bir müziğin sesi bir de ezanınki. Biri açılsa biri kapanıyor onlardan da.
    ... diğer entiriler ...