(bkz: rönesans insanı)
bu yüzden elini atmadığı alan kalmamış neredeyse. çünkü
rönesans döneminde sadece tek bir konuda ustalaşmış insanlar kale alınmazmış, saygı görmek istiyorsan gerçekten kendini geliştirmeliymişsin. bir de bizim halimize bakın. evrenin gördüğü en boş insan nesliyiz.
kendisi en çok
michelangelo ile karşılaştırılırmış. neden olmasın çünkü? bir kere michelangelo'nun tavan fresk süslemelerini o güzel heykellerini duymayan yoktur. ve aldığı işleri de hep zamanında teslim ettiği için işverenler de çok severmiş. leonardo ise aklı dağınık ama eli kesinlikle becerikli olan küçük bir oğlan çocuğu gibiymiş. bir kilise iş verirmiş tam başlayacakken hoop tank türevi ateşli silah eskizleri ve mimari planlara uçarmış kafası, efendime söyleyeyim anatomi incelemelerine başlayıp canlı kadavraları evine taşırmış.
kilise napsın bu adamı?! onlar da haklı. e o zamanlar gömülmeyip de kadavra olarak incelenen ölü cesetler dine saygısızlık sayılıyormuş. bu sebeple kendisi biraz da dışlanmış. (belki biraz da homoseksüel olması etklemiş olabilir) ama leonardo takar mı? daha neler.
(bkz: fakir mi oluyoruz) çalışmalarını durdurmamış ve ömrünün sonuna kadar eser vermeye devam etmiş.
mesela binlerce
codex sayfası (el yazması diye de geçiyor) yazmış. hem de hepsini ayna tekniği denilen kendi ürettiği tersten yazma şekliyle. bazıları başkaları okumasın diye yaptığını söyler, bazıları disleksi gibi bir yazma hastalığına sahip olduğunu. gerçek nedir bilinmiyor. codexlerin büyük bir bölümü açık arttırmayla satıldı. aslında ilk başta kendisinin emanet ettiği çırağındaymış hepsi ama zamanla çok dağılmışlar, ardından konularına ve türevlerine göre toplanarak müzayede ile satılmışlar. mesela en kıymetli sayfalar şuan
bill gates abinin evinde yatıyor.
(bkz: param olsa ben alsam)
ve o codexlerde olan şeyleri bir düşünsenize ya. anne rahmindeki fetüsün detaylı çizimleri, köprü ve kilise şapeli taslakları, silah ve mancınık eskizleri, neler neler. Yakın zamanda da dünyanın birçok yerinden eserleri toplanıp fransa'daki
louvre müzesinde sergilenmişti. düşünün ki bazı resimleri ingiltere kraliyet sarayındaydı. keşke o sergiyi görme gibi bir şansımız olsaydı diyorum. ne büyük bir göz ziyafeti olurdu ama.
Bir de gelip bu adama yok masonmuş, yok eserleri çalıntıymış, yok şişirilmiş balonmuş deniyor.
(bkz: ay götüm) bak bu yorumu yapan da 21. yüzyıl gerzeği. kemiklerini sızlatıyorlar yattığı yerde adamın.
yaşıyor olsaydı kendisine soracağım o kadar çok şey vardı ki, ama en çok merak ettiklerim
mon salai ile ilgili olanlardı muhtemelen.
mona lisa'yı neden ona hediye etmek istediğini ve vitrivius adamında gerçekten onu mu model olarak kullandığını merak ediyorum. bir de madem onu sevdiyse neden eserlerini ve mirasını ona bırakmak yerine diğer zengin çırağına bırakmış.
(bkz: seven sevdiğini öldürür oysa)