bugün
yenile

    dunning-kruger etkisi

    10
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Tam olarak cahil cesareti olarak tanımlamak ne kadar doğru bilemiyorum. Çünkü bu sendrom daha çok güncel tabirle "çeyrek cahil" diyebileceğimiz insanların öz güveniyle daha çok ilintili. Aslında neredeyse hepimizi ilgilendiren bir mesele yani. Hiçbir fikri olmayan insanlarda değil de az buçuk konudan haberdar insanları ilgilendiriyor. Benim bir arkadaşım vardı. Hala da görüşürüz. Bence süper bir insandı. Hayata dair bildiği çok fazla şey yoktu. Gerçi kesinlikle sandığından daha çok şey biliyordu. Her şeyden önce feraset sahibiydi. Ama onu süper yapan; bilmiyorum, ben ne anlarım oğlum, emin değilim, belki, sormak lazım, hatta kafam basmaz bunlara" gibi kalıpları neredeyse yaşam felsefesi haline getirmişti. O kadar rahat, komplekssiz bir şekilde "ben ne anlarım bundan" ya da "hiç bilmiyorum" derdi ki neredeyse kıskanırdım. Benim bu konuda zaman zaman zorluklar yaşadığım olabiliyor. Her kim olursa olsun eksikliğinin farkında olmak zor bir şey bence. Herhangi bir konuda hiçbir fikre sahip olmamak dünyanın en güvenli alanı. Asıl tehlikeli olan biraz da olsa fikir sahibi olmaya başlamak. Ondan sonra işler çok sarpa sarıyor. X bir konuda malumat sahibi olmaya başladıktan sonra insanın ayakları yerden kesiliyor. Bir şeyi biliyor olmanın inanılmaz sarhoş edici bir özelliği var. Bunu ilk keşfettiğin zaman o hissi kaybetmek istemiyorsun ister istemez. Daha çok bilme isteği değil bu. Bir şeyi biliyor olmanın verdiği hazzı uzun süreli yaşama arzusu. İnanılmaz tehlikeli. Daha çok bilme isteği her şeyden önce cehaleti kabul gerektirir. Çetin bir yoldur. Oysa X hakkında bilmeye başladığın ilk dakikaların hazzının cehaleti kabul etmekle alakası yok. Kabul edersen hazzın etkisi geçer çünkü. Keşke bunun insan beynindeki yansımalarını uzun vadeli olarak takip edebileceğimiz bir deney yapılmış olsaydı. Herhangi bir konuda hiçbir fikri olmayan bir insanın sıfırdan başlayıp o konuda uzmanlaşıncaya kadar geçen süreçteki beyin dalgalanmalarını izlemek çok çarpıcı olurdu muhtemelen. Dunning kruger etkisi için kullanılan bir grafik var. Yukarıdaki entrylerde paylaşılmış hatta. Parabolik bir eğri ön görülüyor. O eğrinin sonuna gelmek yani altını doldurabildiğin bir öz güvene sahip olmak uzun ve meşakkatli bir yol. Sonunu görebilmek yani gerçekten uzmanlaşmak neredeyse imkansız bir şey hatta. En iyi ihtimalle yıllarla ölçülebilecek bir zaman aralığı. Bu eğriye göre bu yolculukta genelde olması beklenen en iyi şey, bilmeye başladığın şey hakkında rahatlıkla bilmiyorum, emin değilim diyebilme evresi. Gerçekten altını doldurarak, uzmanlaşarak, biliyor olmak orta vadede pek beklenen bir şey değil. Haliyle bu yolu göğüsleme motivasyonunu kazanmak da pek kolay değil. İşin kötüsü ruhu yaralayıcı bir özelliği de var. Bu sebepten yarı cahil pozisyonunda bile isteye kalmak ve insanın kendini kandırması daha karlı bir ticaretmiş gibi geliyor insana. Bu etkinin bu şekilde oluşması da bundan bence. Ergenlik döneminde dünyayı çözmüş olma hissi ve biraz ilerleyince ardından ağır bir pesimizm ve depresyon sarmalına girilmesinin çok sık görülmesinin bununla bir ilişkisi var. Yol aldıkça sanıldığı kadar keyif verici bir şey olmadığını görüyorsun çünkü. Cehalet mutluluktur ve bir şeyleri anlamak acı verir gibi lafların sürekli dillere dolanması da bu yüzden. Yol uzun ve sancılı çünkü. Öğrenmek yaşam boyu doğrusal ilerlerken öğrenilecek şeyler; aynı oranda geometrik olarak ilerliyor. Bu sebepten bir şeyleri öğrenmeye başlayan insanlardaki "her şeyi çözmüş adam" portresi ve içini bir türlü dolduramadığı yersiz kibir ve öz güven kaçınılmaz gözüküyor. Bir çok insanda gözlemlenebilir bir durum. Bunu hem kendimde hem de gözlemleme fırsatı bulduğum başka insanlarda çok sık görüyorum maalesef. Hele ki kuru bilginin bu kadar hızlı dolaşıma girdiği şu çağda ortalık kendinden emin, her şeyi çözmüş küçük niçe'lerle, Einstein'larla doluyor. Bu salakların salyalarına da hepimiz maruz kalıyoruz ister istemez. Bu durumun kötü yanı dunning kruger eğrisinin henüz başlarında olduğunu fark edemeyip meseleyi hallettiğini düşünmek evet. Ama bu diğer insanlar için kötü bir şey. Salak saçma hezeyanlarla diğerleri uğraşıyor sonuçta. Lakin işin en kötüsü dunning kruger eğrisinin henüz başında olduğunu fark edip eğriyi takip etmeye çalışmak. İçinde bulunduğun "bir şeyleri biliyor olma sarhoşluğu"nun anlamsız özgüveninden kurtulup döngüyü kırmaya çalışmak. Yolun zorluğunu ve sıkıştığın yeri keşfetmek. Bu daha kötü. Çünkü burada acıyı başkalarına çektirmiyor bizatihi kendin çekiyorsun. Mevzu bahis eğrinin daima başlarındaki "cahil özgüveni" kısmına atıf yapıp duruyoruz. Oysa ki bu pek de önemli bir mesele değil. Dikkatleri eğrinin birkaç adım ötesine çekmek istiyorum. Boş verin cahil cesaretini. Bu eğrinin başına sıkışıp kalmak meseleyi doğru kavramamızı engelliyor. Dunning kruger etkisine Türkçe bir isim önerisinde bulunuyorum: Entelektüel kriz!
    ... diğer entiriler ...