Öğretmen kökenli Milli Eğitim Bakanı'mız. Göreve geldiği ilk andan itibaren öğretmene ve öğrenciye verdiği değer ile ön plana çıktı. Eğitim-öğretimin geldiği nokta öyle içler acısı ki insanlarda bir beklenti var haliyle. Ancak eğitim anlık değiştirilebilen ve meyvesini alabileceğimiz bir şey olmadığı için 2 günde Finlandiya falan olmamızı kimse beklememeli. Ayrıca her ülkenin kendi dinamiklerine göre eğitim-öğretim programı olması gerekir yani hiçbir zaman bir Finlandiya olamayacağız. O treni 70 yıl önce kaçırdık. Kaçırılan tren de öyle böyle bir tren de değil dünyaya kazandırılacak bir Türk Eğitim Modeli kavramını kaçırdık. Ziya Öğretmen'in şu an yapmaya çalıştığı meslek liselerini olabildiğince ön plana çıkarmak ve kaliteli iş gücü sağlamak öncelikle. Bu salgın sürecinde de sağlık ekipmanı olarak faydası değeri ölçülemeyecek kadar büyük oldu bana göre. Ayrıca okullara kazandırılan teknoloji laboratuvarları, zenginleştirilmiş kütüphaneler gibi teknik konularda çok istekli olduğu aşikar. Okulun niteliği ne olursa olsun bilim bizi hep ileriye götürecektir ve kendisi son zamanlarda bu dönüşümü sağlayabilecek en umut vadeden kişi bence. Öğretmeni Eminönü'de yem bekleyen güvercinlere benzeten bakanlar da gördük yakın zamanda.