Son sınıftayken lisemde yoğun bir tadilat vardı ve bizler üniversite hazırlık sürecinde rahatsız olmamamız adına bir çıraklık eğitim merkezi çatısı altına alınmıştık. Haliyle orada da ne kantin var ne yemekhane, önceleri birbirimizin getirdiklerini paylaşarak geçirdik. Baktık ki bu böyle düzensiz olmayacak, getiren var getiremeyen var. Buna ekonomik bir çözüm bulmalıydık ve biz de bir simitçiyle anlaştık. Her gün yüz yirmi tane simit ve ayran gelirdi bulunduğumuz mekana. Aylarca öğlenleri böyle beslendik ve hepimiz şu okul bitsin bir daha görmek istemiyorum bu ikiliyi diyorduk.
Şimdi rastgele butonuna tıklayınca gördüm, ah çektim... Ne güzel günlermiş meğer bu ikili eşliğinde karın doyurmak.