bugün
yenile

    2020

    9
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Dünyanın gerçekten benim etrafımda döndüğünü düşündürecek kadar absürt bir yıl oluyor. Solipsizm inanışımı kaşıyor şu geçen 4 ay. Hani böyle bazı filmlerde olay örgüsündeki çok kritik bir şeyi oldurabilmek için çok ama çok alakasız birtakım olaylar zincirini başlatır ana karakter. Hikayenin başında "bu neydi şimdi?" dersiniz ama o anlayamadığınız eylem, zincirleme bir sürü olaya sebebiyet verir ve günün sonunda ana karakterin istediği tüm şartlar hazır hale gelir. Prison break dizisinin Scofield karakteri buna çok güzel örnekler sunuyordu hatta. ilk aklıma o geldi. 2020 yılı da giderek tüm her şeyin benim işime gelecek şekilde hazırlandığını düşündürtüyor bana. Gerçekten çok acayip bir yıl oluyor ve kendi küçük dünyamda da bu yılın getirileriyle beraber çok acayip şeyler oluyor. Keşke gerçekten en başta hedeflediğim gibi tamamen isimsiz ve izole bir sözlük hesabı olsaydı bu hesap. Keşke başıma gelen bu olağan üstü şeylerin hepsini kalem kalem, detay detay rahatlıkla anlatabilseydim burada. Kara yıl olarak kabul gören 2020 yılının başınıza ördüğü tüm musibetlerden dolayı hepinizden çok özür diliyorum arkadaşlar. Allah 2020 yılı vesilesiyle benim için ufak tefek jestler sunuyor bunu yaparken de kelebek etkisinin nelere yol açabileceğini pek önemsemiyor gibi. Bana tertemiz bir masada çok kral bir yemek ziyafeti sunarken mutfak darmadağın oldu, her yer kir, pas, işkembe ve kan içinde falan kaldı ama nihayetinde lezzetli bir yemek geliyor önüme. Kendimi ne kadar suçlu hissetmeliyim bu durumda bilmiyorum. 2019 yılı sanırım birçok şeyin benim için de son bulduğu bir yıldı. Şimdi geriye bakınca daha anlamlı geliyor. Temmuz ayıyla beraber zaten birçok şeyi sıfırlayıp kafaca yeni bir sayfa açmaya karar vermiştim. Bence açmıştım da. Sadece etkileri anlık olarak gözümün önüne gelmiyordu. Görünürde sanki pek bir şey değişmemiş gibiydi. Ben de açıkçası pek zorlamadım. Sonra 2019 Kasım ayı belki de hayatımın en trajikomik aylarından bir tanesiydi. Ben Ekim ayından kasım ayının sonuna kadar geçen o 30-40 günü 98 yaşında ölüm döşeğimde bile unutmam arkadaşlar. Hala o zamanları günlüğüme yazamadım bu arada niyeyse. Sürekli erteliyorum. Demlendiriyorum sanırım, ama fark etmez. Unutmam. Sonra o lanet ay bitti. Biraz sisifosvari bir serüven gibiydi gerçi. O şekilde anlatayım bari. Üstü kapalı anlatımdan dolayı affınıza sığınıyorum. Günün sonunda kayayı dağın tepesine çıkarmıştım. Eninde sonunda geri aşağı yuvarlanacaktı bunu biliyordum hem de daha ta yolun başında biliyordum. Kayanın aşağı tekrar yuvarlanacak olması vallahi de billahi de o an için problem değildi. O kayayı oraya çıkarmak hayatımın en acıklı anlarıydı. Ve nihayet çıkarmıştım ama. Büyük kayıpların içinde küçük küçük zaferlerin insana sağladığı tatmini anlatamam ama gösterebilirim. Esaretin bedeli filminde filmin en derin sahnelerinden olduğunu düşündüğüm bira sahnesi Sadece 5 dakika. Hayatı çalınmış bir mahkumun hapishanede kazandığı o küçük zafer. Ve sahnenin sonunda Andy'nin surat ifadesine bakın. Beni göreceksiniz. O gün sanıyorum 1 aralık olması lazım. Hiç tanımadığım konuyla alakasız biriyle telefonla konuşmam gerekti. Tam üstüne geldi geri zekalı karı. Ben de tüm bu sürecin stres boşalmasıyla abuk subuk tepkiler verdim. Ne bileyim o da artık neyin derdini çekiyorsa o anki mutluluğumla hiç örtüşmeyecek ve abartılı bir reaksiyon aldım. O telefondaki sürtük karının hiç haberi yok ama kayayı aşağıya yuvarlayan o oldu. Yine yuvarlanacaktı ama sebebi o karı oldu işte. Bir caddede tek başıma yürüyordum o sıra. Neredeyse her gün inip çıktığım uzun bir merdivenin ucuna geldim. Yine bir yokuş. Bu sefer cisimleşmiş bir şekilde karşıma çıktı zaten. Hey Allah'ım diyorum benimle bu şekilde mi dalga geçiyorsun acaba? O an tarlası yanmış köylü gibi çöktüm kaldım kaldırıma. yok yani kaldıramıyorum bacaklarımı. Saat akşam 6'ya falan yaklaşıyordu hatta. Benim gibi biriden beklenmeyecek performans: Tarihleri saatleri falan müthiş hatırlıyorum bu arada. Dediğim gibi ölsem unutmam. Tek başımayım. Eve gitmek istiyorum ama kendimi cidden toparlayamıyorum. Dağdan aşağı inip o kayayı geri yukarı çıkarmak için kolları sıvayacağımı taa en başından beridir biliyordum. Burada sürpriz bir sonuç yok ama yine de bazı şeyleri kaldıramadım o anda, mesela kollarımı. Akşam üstü iş çıkışı, insanların ortasında caddede oturup birkaç damla yaş dökmüş olabilirim o an. Şimdi hiç gereği yok bu detayları verip durumu egzajere etmeye. Neyse bir şekilde onlar da geçti gitti. Bir şeyler yolunda gitmiyordu hala ama yine de oldurmaya çalışıyordum. Açıkçası bir yerlerden kesinlikle yardım almam gerektiğinin farkındaydım ama tenezzül etmiyor, öteliyordum. Ben 2020'ye yolun bir yerinde patlayacağımı bilerek girdim. Neredeyse ilk defa yeni bir yıldan ekstra beklentilere girmedim. Umut, yaşamaktır falan demedim hiç. Öyle dümdüz girdim yani. Albert Camus görse gözleri dolardı. Aslanım devriksekiz aynen böyle yapıcaksın işte diye. Sonra tövbe estağfurullah bir şeyler olmaya başladı. Özellikle ocak ayından sonra tesadüfen gelişen her yeni şey, "olmasaydı kesin sıçmıştım" denilecek şeylerdi. Hep bir omuz aldım birilerinden, bir yerlerden, birtakım kontrolümün dışında gelişen olaylardan. Çok alakasız alakasız rastlantılar, denk gelişler falan. Eğer yakın zamanda ölmeyeceksem bir şeyleri sanırım doğru yapıyorum. Ben buna yoruyorum bunu. Allah'ın ufaktan sırtımı sıvazlıyor olduğunu hissediyorum ve "aynen bu yoldan devam, karanlıktan sakın korkma" dediğini düşünmeye başladım. Vallahi billahi artık korkmuyorum karanlıktan da uçurumdan da kayadan da... Gelsin hayat bildiği gibi, benim de bilmediklerim var. Şu korona muhabbeti çoğumuzu çok yıprattı farkındayım. Gerçi benim gibi birisini bile yıpratmaya başladı. Bu konuda daha fobik insanları ne hallere sokuyordur kim bilir. Benim yıllardır bir boş alan yaratıp "mağaraya kapanma" hayallerim vardı zaten. Yıllar içinde ufak tefek denemeler de yaptım, yapıyorum zaten. Bunu da olur olmadık herkese anlatırım. Mağaraya inmek, inzivaya kapanmak gibi şeylerin kıymetli kazanımlar olduğuna inandım hep. Bu yüzden de en küçüğünden en büyüğüne çevremdeki birçok insan "hadi yine iyisin, tam senlik oldu ortam" diye takılmaya başladı. Valla ne diyeyim. Haklılar bir yerde. Korona rüzgarı da benim için 2020'de başıma gelen güzel şeylerden bir tanesi. Ama şunu da belirteyim; tam olarak 22 nisan 2020 tarihinde yine acayip absürt denk gelişler ve kolaylıkların ardından listeyi güncelliyorum ve ekliyorum korona rüzgarı ve karantina günlerinin dayanılmaz hafifliği 2020 yılında başıma gelen iyi şeylerin en hafifi. Adeta yemeğin ardından gelen sütlü tatlı. Yarın yine sokağa çıkma yasağı başlıyormuş. Hava yağmurlu. Birazdan alışveriş yapacağım. Bugün kül tablasını keyifle boşaltacağım. Sonrasında da buranın en güzel hamburgercisinden kocaman bir hamburger sipariş edeceğim tüm bunların şerefine... Gökyüzüne bakıp eyvallah dedim. Aslında buraya tek bir dize bırakmaya gelmiştim. Neye karşılık geliyor onu önünden anlatayım diye yazdım tüm bunları. Ben 2020 yılına tek bir dize bırakıp gideceğim. tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemiyeceğim Eyvallah! Şiirin tamamını da okusanıza: (bkz: of not being a jew) --- spoiler --- ... Evet, ilmektir boynumdaki ama ben kimsenin kölesi değilim tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya tarantulaymış benim adım diyecek değilim tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rabb bellemiyeceğim razı değilim beni tanımayan tarihe beni sinesine sarmayan tabiattan rıza dilenmeyeceğim. Gittim su çektim en derin kuyudan en hileli desteden kendi kartımı çektim yaktım belgeleri bütün tanıkları yok etmek için ricacıları öldürdüm onlar bu dumanlı dünyanın beni nasıl özlediğini görmüş olabilirdi gerçekten özlemişti beni dünya öze çekmişti özüm gelinceye kadar bana temas etmişti bu dokunuş parlatınca beni benden biraz dünya isteyen ricacıları öldürdüm ve kıtal bitti. Yazık. Yazık ki yazgımın boyası koyu. inilecek kadar indim. Hayfa. Yine bir geçitteyim, yeniden bir liman şehri bura ... --- spoiler ---
    1sonuna kadar okudum ama o olayları tam anlamıyla öğrenemediğim için içim hiç rahat değil, ben senin gerçek kimliğini bilmiyorum bana anlat hepsini lütfeeeeen çok merak ediyorum :/ - xedegerveren 22.04.2020 18:27:01 |#3774327
    1:d - devriksekiz 22.04.2020 19:02:32 |#3445182
    ... diğer entiriler ...