bugün
yenile

    tutunamayanlar

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    t: doğu demirkol aromalı trt 1 dizisi. sıkı takipçisi olmamakla beraber, şu ana kadar yayınlanan tüm bölümlerini izledim. eleştirilerime başlamadan, bu dizinin başlar başlamaz çevremde uyandırdığı etkiden söz etmek istiyorum. ilk bölümünün yayınlandığı gün çok sevdiğim bir arkadaşım mesaj attı, izlememi tavsiye etti. aynı günün akşamı ailemle konuştum, onlar da aynı öneride bulundu. (babamın doğu demirkol'a ayrı bir sempatisi var. kardeşim de az çok benim yolumdan gidiyor. leyla ile mecnun'u falan baya sever mesela.) derken bir gün muhalif'le konuşuyoruz. tabii ikimizde de leyla ile mecnun'un yeri bambaşka boyutlarda. bu da tuttu önerdi bu diziyi. içimden diyorum; ya hu zaten izleyeceğim ben bu diziyi. barış yıldız'ı görmüşüm, bırakır mıyım hiç? bu dizi bu derece bir etki uyandırmış olabilir mi hakikaten? ve beklenen oldu.. başta da dediğim gibi şu ana kadar olan tüm bölümlerini izledim. hakkında birkaç eleştirim var; absürd esintili mahalle/aile dizisi izlemeyi özlemişim. insanlar da özlemiş. bilhassa leyla ile mecnun'un kemik kitlesi.. yetim bırakılmış gibiyiz amk. kaç zamandır bize hitap eden bir yapım yok ekranlarda. olacağa da benzemiyor.. tutunamayanlar'da leyla ile mecnun'a dair pek çok şey var. misalen doğu demirkol'un oynadığı tarık karakteri fazlasıyla mecnun'u çağrıştırmakta. kaç yaşına gelmesine rağmen işsiz güçsüz oluşu, şaşkın aşıklığı, temiz yüreğiyle yerli yersiz boş konuşması, sonunu düşünmeden hareket etmesi, masum aldanışları ve dahası. yöresel ilham perisinin karşı ise aksakallı dede zaten. fakat onun biraz daha değişiği. öğütleri ters tepen ve çoğu zaman ilham getirmek yerine ilham götüren tezat bir yapısı var. insanı hayallerinin peşinden gitmesi için teşvik etmek yerine; manipülatif bir üslupla o insanı geçim sıkıntısı ya da gelecek kaygısı ile yüzleştiriyor. sonra da hayallerini bir kenara bırakıp hayata atılmasını tavsiye ediyor falan. vallahi cins herifsin çekirdek reis :d lütfü ise yedek kamil'in şair olmaya çalışan hali gibi.. evin annesi olan karakteri beğendim. genel itibariyle ters köşe karakterler kullanmışlar zaten. evlatlarından haz etmeyen anne olur mu ya hu? ya da fakir olmak için çırpınan zengin şımarık bir çocuk? ki o çocuk leyla ile mecnun'un tıs tıs arda'sı bir nevi. tarık ve ablasının yakaladığı uyum da bana çok tatlı geldi. oyunculuk anlamında şinasi yurtsever yine en yatkın olduğu mevkide oynuyor. kendisinden ne bekliyorsa veriyor. keza barış yıldız da öyle. hatta dizideki favori karakterim diyebilirim. eli kalem tutan ince ruhlu bir duygusal. çok sevdim ben şair lütfü'yü. doğu'nun oyunculukta daha çoookk yol kat etmesi lazım. 3. bölümün finalinde dükkanın önünde nara attığı bir sahne var mesela, çok benzin yakmış orada. o kadar yükselmesine gerek yok. öz ve tadından oynasın bize yeter. dükkan dedim de aklıma geldi, malum cafe de bir nevi erdal bakkal'ı bu dizinin. ekibin toplaşma, plan yapma ya da atlatılan bir şey sonrası sakinleşme yeri olacağı benziyor. henüz 6. bölümünü yayınlamış bir diziyi senaryo açısından çok da eleştirmek istemiyorum. o bayıldığım leyla ile mecnun 20'lerden sonra sarmıştı çünkü beni. ancak bu demek değil ki senaryo şimdiden eleştirilemez; bir kere dizide kötü karakter yok, kızı isteyen ikinci bir aday yok, illegal işlerde maharetli biri bile yok.. tamam, tutup da bu diziye de mafya koyun demiyorum. ama mesela karaborsa bilet satıcısı, korsan kitapçı ya da sahte tarihi eser üreticisi gibi gibi bir karakter eklenebilirdi. senaryonun en büyük eksikliği; karakterlerin başına musibet gelmiyor ve biz onların kendi yöntemleriyle o musibetlerle nasıl başa çıkacağını öğrenemiyoruz. demek istediğim her birinin bir uğraşı olmalı. lütfü şiir yazmaya çalışıyor, hicabi üniversite açmaya çalışıyor vs. ama yetmez. doyurucu mücadeleler göremiyorum. hadi bu olmasın. ulan bari öğretisi, aforizması olan konular işleyin. o da yok. sözde absürt bir yapım ama absürt etmenlerle oyunu karıştırmaktan aciz. satranç oynar gibi "şu absürtlük buraya, bu absürtlük buraya.. heh, şimdi oldu. insanlar bu saçma olaya kesin gülerler." demekle olmaz o iş. olayı komik yapmak istiyorsanız, olayın ve karakterlerin özgürce saçmalıklara yelken açmasına izin vereceksiniz. ilham perisinin geçmişe gitme yeteneğiyle muazzam bir troll potansiyeli var. ama doğru kullanılamıyor. velhasıl; gidişatı yerinde sayan ama potansiyeli hala olan bir yapımdır. umarım tez vakitte kendini toparlar. . not: şu lütfü sevilmez be "susuz soğuk dudaklardan döküldü birkaç hece bak gökyüzü berrak yağmur var ve ıslandım her dervişin dimağında yer eden bir bilmece yıl elli yedi yer nedim divanında bir gece huzurlu bir ses yükseliyor sıla-i rahimden ölmenin tam zamanı hazır hava güzelken çeşminden dökülmüş doğarken kıvırcık saçların bir ezanla fısıldanmış en güzel isim adın..."
    0girdi yine çok güzel. bir ayrıntı eklemek istiyorum; son zamanlarda olan bir şey dikkatini çekti mi dizide? 7. bölüm fragmanı dahil. - kıpçak bey 19.02.2020 17:12:01 |#3772321
    1@kıpçak dikkatini çeken ayrıntı nedir merak ettim bak - rakunettin 19.02.2020 17:22:40 |#3772325
    17'nin fragmanını izlemedim henüz. müsait olunca izler, öyle yorum yaparım. - louis froziel 19.02.2020 17:26:03 |#3772326
    butun yorumlari goster (11)
    ... diğer entiriler ...