***
cingöz recai'den nazım hikmet'e***
gel bakayım, lüle lüle, kıvrım kıvrım, samur saçlı,
pamuk tenli, al yanaklı sarı papam,
gel bakayım anam babam,
gel bakayım yetimlikle maytap eden paşâzadem,
güzel âdem!
*
gel bakayım,
gel ki büyük babaların:
enver paşa, nazım paşa konağında alıştığın gibi,
alışıp yılıştığın gibi.
seni her gün dizlerimde hoplatayım,
şerefine bütün yetim çocukların
anasını satayım.
*
gel bakayım fidan boylum, asilzadem, güzel paşam.
moda burnuyla süreyya paşa locası arasında her akşam
maviş gözlerini süze süze mekik dokuyan
kadıköy'ün kübik salonlarında şiir okuyan
moda şair, kübik şair, kübiklerin kübiği,
cevizliğin, kuşdili'nin, mühürdar'ın bolşeviği!
*
ben ki -kıtır atma cicim!-
nuvel literer'den alma değil,
bolşevik şair mayakofski'den de çalma değil,
senin tulum göbekli, kadayıf enseli burjuvalarından
halkı soyan birkaçının yuvalarından,
para aşırdım.
neden mi, niçin
yolumu şaşırdım?
babası sürgünde öldürülen
bir çocuğu beslemek için!
fakat sen ki paşa konaklarında
kuş dili'nde, kuş tüyünde, kuş sütüyle beslendin;
kuş beyninle bolşevizme heveslendin.
baban üç yıl önce ölünceye kadar
zavallıdan para kopardın,
nefesi kokan türk işçisinin vekaletini apardın.
götürüp onu sonra el altından,
enternasyonale zula ettin;
kim bilir kaç aç biilaç.
türk işçisinin ciğerini pirzola ettin!
*
gel bakayım, seninle bir konuşayım
sencileyin bir coşayım.
bre... toprak altında yatan
namık kemal'e, safa'ya çatan
bre tümen tümen kıtır bom
bre tümen tümen palavra
bre işçiye yalan
ölüye iftira atan
sağı sola katan
bre kaltaban
bre... türk düşmanı, bre vatan
haini şarlatan!
bre propaganda broşürü alimi
bre sırtını ipek divanlara yaslayan
"sermaye"nin yüzde bire küçültülmüş posasını
yalayarak allamelik taslayan
orak-çekiç markalı
sözüm ona komintern taktikalı
üfürükle şişirme, kursak balon komünisti
dandini bey, züppe salon komünisti!
sen misin "o kavganın kolu bağlı adsız neferi?"
yavaş gel, saçmalamaya başlıyorsun,
kolun bağlıysa nasıl taşlıyorsun,
piçler gibi ölülerin mezarını?
yanlış attın zarını:
görüyorsun şeşi beş
yemek için birkaç leş
sallayarak hemen uzun elini
oluyorsun mezarlara tebelleş.
sen misin adsız nefer?
"eyne'l-mefer?"
iki metro boyu afişlerde,
gazetelerin tüccar ilanı sayfalarında
kitaplarının üstünde, manzumelerinin altında
bangır bangır bağıran nazım hikmet imzası
ad değil mi?
ne yalan söylersin?
sendeki surat, surat değil mi?
*
sen adsızsan,
zonguldak'ta maden kuyusunun dibinde
promete gibi, fakat gökten değil
yerin dibinden ateş alan
bize kalori yollayan
işçinin adı nedir?
*
adlısın, meşhur şairim, adlısın.
amma neyleyim
yırtık suratlısın.
sen ki iki papele her gün akşam
ulusal dil yazarsın,
önce yazdıklarını bozarsın.
sana her gün üç lira verebilsem ah!
vallah billah!
ey o kavganın adsız neferi
hemencecik soldan geri
çevrilerek
ulusalizma-faşizma gömleğini
sırtına geçirerek,
bolşevizmin mezarını kazarsın!
*
nitekim
söyleyecek sözün bitince,
marks'ın sermaye'sini kediye yükletince
her renkli, herşey adlı reklam gazetesinde
başmuharrirlik yapıyorsun.
şimdi de i̇pekçilerin sermayesine tapıyorsun!
*
bre toprak altında yatan
büyük türk ölülerine çatan
bre tümen tümen palavra
bre tümen tümen kıtır bom
bre işçiye yalan
ölüye iftira atan
sağı sola katan
bre kaltaban
bre türk düşmanı, bre vatan
haini şarlatan!
sen artık buralarda
kolay dikiş tutturamazsın
sahte komintern taktikalı
dolmalarını yutturamazsın.
çekil!
bugün yaptığın gibi
metr-goldvin-mayer şirketinin
istanbul kolunun başına dikil
yüzünden maskeni, başından kasketi at
sermayenin altına yat!
yerini şimdi buldun işte:
hak berekât versin, asilzâdem,
berekâaat!