bugün
yenile

    akıllı kadın

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    az evvel selcan aydın'ın twitter'da yazdığı bir flood'u okuduktan sonra dudaklarımdan dökülen söz öbeği. bahsettiği nüanslardan bihaber olan o kadar çok insan var ki, bunların farkında olan insanları görünce seviniyorum. not: ah be selcan, ne vardı sanki seninle başka şartlar altında tanışıp yılmaz erdoğan - demet akbağ tarzı bir dostluk edinseydik? --- spoiler --- insan yaş aldıkça, hem kendinin hem de çevresindekilerinin geçtiği yolları çok çok daha iyi gözlemiyor. mesela eski ilişkilerimi düşünüyorum. kıskançlığı sevme/sahiplenme ile örtüştürüyodum. şimdi ise haddini aşan kıskançlığı kendime saygısızlık olarak görüyorum. insan kim olduğunu, neler yapıp neler yapmayacağını bilince karşısındakinin aksi davranışı artık rahatsız edici oluyor. özel hayata müdahale oluyor hatta. eskiden minik aşağılanma kelimelerini ve cümlelerini görmezden gelebiliyor ya da normal bulabiliyordum. şimdi en ufak bir saygısızlıkta "haddini bil" modundayım. ben sana öyle bir şey yapmıyorsam, sen de bana yapamazsın kuşkusuz. bu gerçekten insanın kendi özgürlüğünü ele alabilmesiyle çok alakalı. kendi geçiminizi sağlıyor, birine muhtaç olmadan yaşayabiliyor ve en önemlisi yalnız olmayı ve yalnız kalmayı "kaybetmişlik" olarak görmüyorsanız kendinize saygı bareminiz zirveyi görüyor. cinsiyet gözetmeksizin insan ilişkilerinde en değer verdiğim şey saygı. o olduğunda birçok şey halloluyor, birçok sıkıntılı dönem sarılarak atlatılıyor ama o yoksa vay halinize. kapanmayan yaralarınıza bir yenisi daha ekleniyor. bahanesi: "napiyim beni çok kızdırdın" ya hadi ordan sevgiyi sadece ve sadece sevgilide arayan tanıdıklarım hep bu noktada eleniyor. sevgi dediğiniz şey öyle sadece bir kişi ya da ilişkiden ibaret olarak kadar kısıtlı değil. eğer gözünüzü açarsanız sevgiyi görebileceğiniz birçok şey var. beslediğiniz kediden, evinizde açan çiçekten, güleryüzle sizi selamlayan esnaftan bile sevgiyi görebilirsiniz. ben aşkın da sevginin de kişinin özelinde olduğunu düşünüyorum. aşk sensindir aslında. sonra birine rastlar, ona aşık olursun. aşk tamamen seninle alakalı. sevgi ya da birçok insani duygu da böyle. siz ne iseniz, evren size onu verir. şanssızlık sayılabilecek istisnalar var elbet ama geneliyle böyle. i̇çinizde en ufak bir kötü his, en ufak bir ölü piksel varsa hayat da karşınıza tam olarak onu çıkarıyor. kendimden örnek vereyim. etrafımdaki birçok insan iki ay bile ilişkisiz yaşadığında, kendini depresyona sürükleyen, önemsiz sayan tiplere dönüştü. tam iki yıl yalnız kaldım. hiç de gocunmadım. kendimle o kadar sohbet ettim ki kimseye ihtiyaç bile duymadım. çünkü bir ilişki yaşamak, ilişki yürütmek benim için bir başarı ölçütü olmadı hiç. olmayacak da. bu biraz şans biraz da dediğim gibi içinizdeki duyguların naifliğiyle ilgili. olursa ne ala, olmazsa dünyanın sonu değil ya? o yüzden kısacık hayatınızdaki mutluluğu tek bir kişiye, tek bir duruma ya da tek bir olaya yüklemeyin. yazıktır, onların da omuzları ağrır. belki pastadan büyük dilimi oluştururlar ama tümü olmamalılar asla. yoksa onlar gittiğinde hayatınız gerçekten boka sarar. kendinize, hayatınıza, kimliğinize değer verin. siz buna inanırsanız zaten etrafınız da buna göre şekil alacak. vallahi bak. denemesi bedava. link --- spoiler ---
    ... diğer entiriler ...