ee şimdi ne olacak? sorusunun akıllardan geçmesine sebep olan ve şimdilik; görünen kısımda olayın mağduru olan kişi.
sıla çıktı "suratıma kül tablasıyla vurdu, bana şiddet uyguladı" dedi. bunun neticesinde, adamın reklam anlaşması bulunduğu banka anlaşmayı iptal etti. binlerce insan, amı kokan çakma feministlerin gazına gelip internette linç girişiminde bulundu, diğer şakşakçılar televizyonda itibarını zedelediler.
işte bu kadar kolay türkiye'de bir insanın hayatına sıçmak. o linç edenlerin hiçbiri "olay netleşmeden yorum yapmak doğru değil" gibi basit bir düşünceyi bile akıllarından geçiremedi. yine linç edenler kişiler eğer ahmet kural haklı çıkarsa çıkıp tek kelime etmeyecek. linç edilen edildiğiyle, hakkının yenmesiyle kalacak. kaldı ki bu olayın bir de psikolojik boyutu da var ki oraya girmeye gerek bile yok. ve o kayan imajı asla eski haline getiremeyecek. söz konusu kadın olunca algılar değişiyor soktuğumun dünyasında. sadece türkiye'de değil, son yıllarda dünya'da da yükselen bir trend bu. kadınlara ekstra bir hassasiyet söz konusu ve bu sayede gündemde kalmak isteyen ilgi orospularının ekmeği tereyağıyla doldu. sizin ben pozitif ayrımcılığınıza sokayım. sözde kadınlar toplumda yaşarken çok zorlanıyor. bu hassasiyeti kötü niyetli kullanarak, gerçekten zorluk çeken kadınlara kötülüğü yine kendi hemcinsleri yapıyor ve erkeklerin çoğu da buna çanak tutuyor.
ileride ne olur bilemem. sıla veya ahmet kural haklı olur orasından ziyade, dünya'daki bu kadın hassasiyetinden oluşan pozitif ayrımcılığın korkunç bir yere doğru gitmesi... işte ağzımıza sıçacak olan nokta bu.